Gerek Osmanlı döneminde gerek T.C.Devleti kuruluşundan günümüze dek hiç değişmeyen sistem mekanizma mentalitesi, Kuzey Kurdistan bölgesindeki Kürdlere hiç bir yaşam hakkı tanımadılar. Haliyle Doğu (Rojhilat), Batı (Rojawa), Güney (Başur) parçalarındaki Kürdler de hep aynı kaderi yaşa(dılar)yorlar!
Faşist sömürgeci güçler, İşgal ettikleri Kürdistan ve sömürülen Kürd halkını hiçe saydılar. Kürdistan ve Kürd halkının özgürlüğünü dile getirenler "düşman" ilan ettiler. Hak ve hukuk talebinde bulunanlara "bölücü" damgasını vurdular.
1900'lerden itibaren başlayan ve 1938'lere kadar süren Kürd katliamları ardından, dört parçaya böldürülen Kürdistan ve özüne düşman ettirilen Kürdler, zaman aşımıyla tarihte esameleri okunamayacak şekilde , parça-pürçük ettirilerek kaderleriyle baş başa bıraktılar.
Tarih 2016....
Kürdistan yine işgal altında ve Kürdler'in köyleri, ilçeleri, şehirleri yakılıp yıkılıyor, insanları diri-diri yakılıp yok ediliyor. Hayatta kalanları da sürgüne zorluyorlar, direnenleri de katlediyorlar. Kısacası tüm Kürdlere ölüm fermanı veriyorlar!
Kürd Özgürlük Hareketi Mücadelesiyle;
Kürd halkının gerçekleştirilen dirilişi ile örgütlenişi legal platformlarda elde ettikleri değerlere karşı tahammül gösteremeyen, mevcut T.C-eberrut devlet mekanizması, AKP Hükümeti ile Saray diktatörlüğü, halkın oylarıyla seçilmiş DBP Belediye Başkanları, HDP Milletvekilleri ve yöneticileri yaka/paça tutukluyor, Belediyeleri gasp ederek "kayyum" atıyor.
Yetmiyor yıllardır her türlü ölümcül hastalıklar içerisinde ölüme terk edilen tüm "Siyasi Tutsaklara" insanlık dışı işkence yapılıyor. Dağları bombalıyor, ormanları yakılıyor ve bir bütünen Kürdleri yok etmek istiyorlar!
Ve bu barbarlık geleneği Kürdlerin üzerinden hiç eksik etmeyen faşit sömürgeci güçlere karşı, Kürdler canını dişine takarak direnmeye devam ediyorlar.
***
Yüz yıl önce "egemen güçler" tarafından Ortadoğu ve Mezopotamya da "çizilen sınırlar" bugün bu sınırlar tekrar (öyle-böyle bir şekilde) yeniden çiziliyor/çizilecek!
Fakat bu önemli hususu belirmek gerekiyor:
Sınırlar yeniden çizilerken, yüzyıl(lar)dır tüm dünya'nın göz yumduğu, tarihi akışı içerisinden günümüze dek süren Kürd ve Kürdistanlılara yapılan haksızlıklar ve yanlışlıkların hesabını kim verecek?
Dolayısıyla tüm dünya insanlarına sesleniyoruz:
Beşeriyetin en kadim halkı olan Kürdlere yapılan ve günümüze dek süren katliamlara karşı neden göz yumup sessiz kalmaya devam ediyorsunuz?
Özellikle demokrasiden, özgürlüklerden dem vurup, insan hakları savunucuklarıyla "bayraklarını" dalgalandıran güçler ve tüm sivil toplum kuruluşları bu konuda ne kadar samimi olduklarını aleni bir şekilde göstermelidirler.
Görün ve duyun !
Bu yeryüzünde Kürdistan isminde bir Coğrafya var. Ve bu Coğrafya'da yaşayan en kadim halklar arasında Kürdler de var. Yüzyıllardır Kürdistan'ın tüm coğrafyası işgal altında. Kürd halkı sömürülüyor, katlediliyor, faşist sömürgeci güçler tarafından her türlü asimilasyon cenderesinden geçirtilerek, gerek dili, kültürü, (sözüm ona UNESCO koruma altına alınan) nadide tarihi eserleri doğası bir bütünüyle dünya'nın gözü önünde yok ediliyor.....
Tüm bu barbarlıklara karşı:
Kürdler tarih boyunca hiç bir zalimin zülmune karşı boyun eğmemiş, düşüp kalka (yazgısı olan künyesiyle) direnişini günümüze dek sürüp, özgürlük mücadelesini canını dişine takarak sürdürmektedir.
***
Kürdler 19. ve 20. yy da yapılan tarihi yanlışlıkların acısından, sancısından kurtulmak için 21. yy da (tüm dünya'nın gözleri önünde) bu makus tarihin gidişine son vermek için büyük bedeller veriyor!
Kürdlerin bir bütünüyle özgürleşmelerini sağlayacak yegane koşulu olan kuşkusuz "ULUSAL BİRLİĞİN" ivedilikle sağlanması elzemdir!
Bu elzem olan duruma ilişkin somut bir kanıt göstermek yerinde olacaktır.....
KERKÜK ve MUSUL'da PEŞMERGERİLLA'nın "DEAŞ"a kaşı birlikte hareket edip savaşmaları, nasıl -ki "bazı güçleri" tedirgin edip derinden rahatsız ediyorsa, Kürdler de bu güç birliğinden gurur duymaktadır. Dolayısıyla Kürdler ulusal birliği gerçekleştirmesini ve güçleştirilmesini sağlayacak pozisyonda yer almalıdırlar. Çünkü kurtuluş ve özgürlüğe erişmenin yolu birlik olmaktan geçtiği olmazsa olmaz ilk ve son koşuludur.
***
ROJAWA'da bir insanlık devrimi gerçekleşiyor!
Haliyle Kürdistan'ın tüm dört parçasında Kürdler devrim sancısını çekmektedir. Elbetteki bu sancıların sonucunda özgürlük doğuşuyla acılarıda bitecektir.
Kürdler, Ortadoğu'nun yeniden dizayn edilmesi sürecinde asla statüsüz olarak çıkmayacak.
KOBANÊ de insanlık ounurunu koruma direnişi abidesi haline dönüştüren SAVAŞÇILARININ miraslarına asla ihanet etmeyecek!
Kürdler, bugün Kürdistan'ın dört parçasında direndikçe, bazıları "Osmanlı narasını" atarak (muhalif gördüğü) herkesime karşı pot kırmaya devam eden "zatlar" , tarihten ders çıkartmadıkları rahatlıkla anlaşılmaktadır.
Ancak, tarihi yenilgiyi tadacağını bile-bile pot kırmaya devam edenlerin aklıyla hareket edenlerin tümü, büyük bir hezimete uğrayacakları kaçınılmazdır.
Çünkü:
Çağımızın "kanun hükmündeki kararnameler" böyle hükmetmektedir -ki diktatörlüğe her kim soyunmaya kalkışmışsa, son(ları)u (Saddam'dan da daha beter olacak şekilde) büyük bir trajediyle sonuçlan(acak)mış-tır.