Bugun...



Vicdan ve Adalet Nöbeti’nde 3. gün:'Tüm dostlarımızı ortak direnişe çağırıyoruz'

Ziyaretler Kamu Emekçileri Sendikalar Konfederasyonu (KESK) ve Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) İzmir şubelerinin ziyaretleri ile sürdü. "Hak, Hukuk, Adalet" ve " Direne Direne Kazanacağız" sloganları atarak alana giren DİSK ve KESK birleşenlerini HDP'li milletvekilleri karşıladı. Karşılamada konuşan HDP’li Erdal Ataş

facebook-paylas
Güncelleme: 18-08-2017 01:57:31 Tarih: 17-08-2017 17:26

Vicdan ve Adalet Nöbeti’nde 3. gün:'Tüm dostlarımızı ortak direnişe çağırıyoruz'

Vicdan ve Adalet Nöbeti’nde 3. gün: 

 

'Tüm dostlarımızı ortak direnişe çağırıyoruz'

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) son durağı İzmir’de devam eden Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin 3’üncü gününü geride bırakırken, gün boyu yoğun ziyaretler ile yapılan tartışmalar gündeme damgasını vurdu. Gün içerisinde kadın örgütlerinden, siyasi partilere, sivil toplum örgütlerinden, gençlik örgütlerine, hukukçulardan insan hakları savunucularına, Alevilerden CHP milletvekillerine kadar birçok kesim Gündoğdu Meydanı’nda polis bariyerleri ile çevrilen 80 metrekarelik alanda HDP’lilerle bir araya geldi.

 Gündoğdu nöbetinde konuşan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, “AKP darbenin siyasi omurgasıdır. Hala kabinelerinde darbeci var. AKP giderse analar ağlamaz, OHAL kalkar, ihraç edilenler işine geri döner, ülkede güller açar” dedi.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) İzmir Gündoğdu Meydanı’nda üçüncü gününde Vicdan ve Adalet Nöbeti ilk ziyaretçilerinin gelmesiyle devam ederken, HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım açıklama yaptı. 

Yıldırım, Diyarbakır’dan başlattıkları nöbet eylemlerinin 24’üncü gününe girdiğini anımsatarak, “Bu eylemi planlarken ilk adımı sadece milletvekilli arkadaşlarımızın eylemin odağında olduğu nöbetlerle başladık. Diyarbakır’daki nöbette sistemin bu kadar korkacağını tahmin etmemiştik. Belli yasaklamalar getireceğini biliyorduk ama daha mütevazı bir adımda bunlar bu kadar korktuysa bu korkularla bu kadar büyük bir ülke yönetilemez” ifadelerini kullandı. 

MARMARA DEPREMİ 

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin yıldönümünde yaşamını yitirenleri anarak konuşmasını sürdüren Yıldırım, “Biz halen ne depremle yaşamayı öğrendik ne de diğer doğal afetlere karşı halkımızı koruyabilecek bir devlet aklı geliştirebildik. 18 bin insanın ayrı yaşam öyküsü ayrı acıları vardı. Sorumluluk hep iktidar beslemesi olan müteahhitlere yüklendi. İktidar kendi beslemesi olan müteahhitlere sorumluluğu devam etsin ama kentleri betonlara boğan zihniyet insana dair hiçbir duygusu kalmayan bu siyasi iktidardır. Zihniyetleri ranttır. Yaşamın neresine bakarlarsa baksınlar para görüyorlar” diye kaydetti.

Yıldırım, AKP’nin İzmir’in kent içi planlamasının yerel yöneticilerin elinden alındığına işaret ederek, şunları söyledi: “Yerinden yönetimlerin ne kadar elzem olduğunu İzmir açısından görebiliyoruz. Bunlara bırakırsan sermayenin kazandıklarıyla ortaklaşma dışında bir yatırım planları yoktur. Bunlar tekçiliği, yerelliği değil katı merkeziyetçiliği esas alan bir zihniyete sahiptirler. AKP artık siyasi miadını doldurmuş bir partiye dönüşmüştür. İktidarını savaşla sürdürmeye çalışıyor. 7 Haziran’da iktidarını kaybettiğinde bir kaos oynadılar. Bugün Başbakanlıktaki son demlerini yaşayan Binali Yıldırım, ‘400 milletvekili verin kaostan kurtulun’ dedi.” 

‘AKP GİDERSE ANALAR AĞLAMAZ’

Halkların Türkiye'de daha fazla acı yaşamaya tahammülü kalmadığını belirten Yıldırım, “Cumhurbaşkanı ‘AKP zaafa uğrarsa Türkiye zaafa uğrar’ diyor. Sana verilen oy sadece belli bir süreliğine bu ülkeyi yönet diye verilmiştir. AKP iktidardan düşerse bu ülke gün yüzüne kavuşur. Eğer AKP iktidardan uzaklaşırsa her şey çok daha güzel olur. İnsanlar mutluluk istencini yitirdi. AKP giderse insanlık tarihinin en değerli varlığı olan toplumsal barışı bu ülkeye getirmiş oluruz. AKP giderse analar ağlamaz. AKP giderse OHAL kalkar, ihraç edilenler işine geri döner. AKP giderse bu ülkede güller açar. Türkiye halklarının bu acıları daha fazla yaşamaya tahammüllü kalmamıştır. AKP’nin varlığı ile yokluğu arasındaki tercih, kaos ile huzur arasındaki tercihtir” diye konuştu. 

TEK TİP KIYAFET TARTIŞMASI

Tek tip kıyafet tartışmalarına da değinen Yıldırım, “Siz ruh ikizi olduğunuz kişilere giydirmeyi bir altyapı olarak sunabilirsiniz ama onu giyecek bir özgürlük tutsağı özgürlük rehinesi yoktur. Giydiremezsiniz. İşlediği suç ne olursa olsun tek tip elbise bir dayatmadır. Faşizmi dayatmadır. Siz ilhamı kimden alıyorsunuz?” diye konuştu. 

‘AKP DARBENİN SİYASİ OMURGASIDIR’

Yıldırım, darbe girişiminin siyasi ayağının halen aydınlatılmamış olmasını eleştirerek, “Bugün kabinede cemaat okulundan mezun olan var mıdır, yok mudur? Kaç bakanın çocuğu cemaat okulu mezunu. HDP'de bulamazsınız. Bunların hem kendisi hem çocukları babadan oğula eğer ortaklık bozulmasaydı torunlara kadar devam edecek kadim bir dostluğu vardı. AKP darbenin siyasi omurgasının kendisidir. Hala kabinelerinde darbeci var. Meclis gruplarında, belediye başkanlarında darbe ile iltisaklı olanlar var. Görev süreniz sona erdiğinde sizi de tek kişilik hücrelere atıp, bugün getirmek istedikleri tek kıyafeti size de giydirecekler. AKP ile paralel yapı ilişkisi etle tırnak ilişkisidir. Bunların ortaklığı, ortak sömürü ortaklığıydı. Bu ülkenin kaynaklarını ortaklaşa yiyorlardı. Aralarının bozulması tümüyle hegemonik çatışmadır, çıkar çatışmasıdır. Ayakkabı kutularına kimin daha fazla para dolduracağı çatışmasıdır. Soruyorum; Safranbolu Belediye Başkanı neden görevden alındı, yerine kayyum atandı. Dört gün önce, 2 ay önce görevden alınan belediye başkanı darbe ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Alın size darbenin siyasi ayağı” ifadelerini kullandı. 

HASANKEYF'İN DİNAMİTLENMESİ 

Yıldırım, Hasankeyf’te dinamitle gerçekleşen yıkımlara da tepki göstererek, “Sizin orada tarihi, kültürü, tarım alanlarını bir enerji projesine kurban etmemeniz lazım. Bunların Hasankeyf’e dinamitle yaklaşımı kadim kültürümüze, tarihimize, diline dönük çarpık yaklaşımıdır. Kürde karşı ne varsa bir talancı yaklaşımdır” diye belirtti. 

Yıldırım, nöbette kendilerini yalnız bırakmayan İzmir halkı, kent dinamikleri ve sivil toplum örgütlerine teşekkür ederek, açıklamalarını tamamladı. 

Nöbetin ilk ziyaretçileri arasında yer alan Yeryüzü Kadınları, nöbetin daimi ziyaretçileri arasında olmaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi. Yeryüzü Kadınları adına konuşan Ebru Dinç, direniş ruhu ile tüm renkleri ile bir arada olacaklarını söylerken, "Erkek adalet değil, gerçek adalet" istediklerini aktardı. "Tecavüzcülere, kadın katliamcılarına, istismarlarına iyi hal indirimi veren bir erkek egemen adalet söz konusu” diyen Dinç, ülkede yaşanan onca adaletsizliğin yanında süren bir savaş olduğunu belirterek, “Bu nöbetin kadınlar açısından yeni bir umut olacağına inanıyoruz” dedi. Nöbetin bir diğer ziyaretçisi olan Tevgera Jinen Azad (TJA) üyesi kadınlar da nöbetin yeni umutlar yeşerttiğini belirtti. TJA adına konuşan Maile Ariç, hak hukuk taleplerini dile getirdiklerini belirterek, yaşanan çatışma ve kutuplaştırma ortasında vicdan ve adaleti bir araya getirmek için alanda olduklarını söyledi.

'ORTAK DİRENİŞE ÇAĞIRIYORUZ'

Ziyaretler Kamu Emekçileri Sendikalar Konfederasyonu (KESK) ve Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) İzmir şubelerinin ziyaretleri ile sürdü. "Hak, Hukuk, Adalet" ve " Direne Direne Kazanacağız" sloganları atarak alana giren DİSK ve KESK birleşenlerini HDP'li milletvekilleri karşıladı. Karşılamada konuşan HDP’li Erdal Ataş, en önemli direniş alanlarından birinin emek alanı olduğunu belirtti. Son 1 yılda kazanılmış bütün haklara yönelik yoğun bir saldırı gerçekleştirildiğini ifade eden Ataş, "Yüz bine yakın emekçi işten atıldı. Bugün bizde HDP ve birleşenleri olarak bu ülkede haklarımıza yönelik yapılan bu saldırılar karşısında bir kampanya olarak bu nöbetimizi başlatmış bulunuyoruz. DİSK bütün bu saldırılar karşısında devrimci direnişlerini sergiliyorlar. Biz biliyoruz ki toplumun bütün muhalifleri ile ortak birleşme ile bu süreç aşılabilinir. Tüm dostlarımızı ortak direnişe çağırıyoruz" şeklinde konuştu.

‘RAHAT ÇALIŞMAK İÇİN ADALET İSTİYORUZ'

DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı da, HDP'nin Vicdan ve Adalet Nöbeti'ni desteklemek için alana geldiklerini belirtti. Alanın kuşatıldığını hatırlatan Sarı, "Biz sesimizle vicdan ve adalet nöbetini adalet talep edenden yana olduğumuzu bir kez daha söylemek istiyoruz. İşçi sınıfının en büyük özeliği direnişleri sergilemek olduğunu o dönemde AKP hükümeti taşerona kadro sözü vermiş 2 yıl geçmesine rağmen hala yerine gelemediği için adalet istiyoruz. Biz daha özgün daha rahat çalışmak için adalet istiyoruz. Biz bu ülkede analar gözyaşı dökmesin diye adalet istiyoruz. Biz barışı savunmaya devam edeceğimiz için adalet istiyoruz. Yaşasın renklerin ve halkların kardeşliği" dedi.

'BİZ EZİLENLER KAZANDIK'

Ardından ise nöbet ziyaretini Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi (TÖP-G) aldı. HDP’lilerle bir araya gelen TÖP-G üyeleri adına girişim temsilcilerinden Erkan Bakmaz çok tarihsel bir süreçten geçildiğini dile getirdi. En tarihseli günleri 16 Nisan referandumu sürecinde geçirdiklerini hatırlatan Bakmaz, "Biz buraya bütün ezilenler bir araya gelerek hayır kazandık. Hepimiz biliyoruz meşruluğu kalmamış bir hükümet ile karşı karşıyayız. Bizi çevreleyen bir sisteme alternatif üretmeye buradayız. Kurtuluş yok ya hep beraber ya hiç birimiz en önemli sözleri bu dönemde yaşıyoruz" diye konuştu.

'YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Nöbeti ziyaret edenler arasında Özgür Basın emekçileri de yer aldı. Evrensel Gazetesi, dihaber, BirGün Gazetesi, Artı Gerçek Televizyonu ve Gazete Şujin çalışanlarının ziyaretinde basına dönük baskı ve basın özgürlüğü gündeme geldi. Özgür Basın emekçileri adına konuşan Evrensel Gazetesi İzmir Temsilcisi Emine Uyar, yaşanan süreçte ilk olarak baskı altına alınan kurumların başında gazeteciliğin geldiğini dile getirdi. OHAL uygulamalarından sonra birçok televizyon, radyo, haber yayını yapan internet sitelerinin kapatıldığını söyleyen Uyar, iktidarın halkın haber alma alanlarının daraltıldığını söyledi. Türkiye'de yaşanan gerçeklerin duyulmasın diye gazetecilerin engellendiğini ifade eden Uyar, "Bu hiçbir zaman mümkün olmayacak. Adalet talebinden vazgeçmeyeceğiz. Basın özgürlüğünden halkın haber alma hakkından asla vazgeçmeyeceğiz. Çeşitli gerekçeler ile arkadaşlarımız her gün bir iki gazeteci gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Bütün bunlara rağmen biz işimizi yapmaya devam edeceğiz. Buradaki vicdan ve adalet nöbetinin demir kafesler içerisinde ve gölgelikten yoksun bir şekilde sürdürülüyor olması bu ülkenin ayıbıdır. Bizler hiçbir zorluktan geri durmayız" dedi.

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DA NÖBETTE

Nöbetin gün içindeki diğer ziyaretçileri ise insan hakları savunucuları oldu. İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Halkların Köprüsü Derneği ve İmece Derneği nöbeti ziyaret edenler arasında yer aldı. İnsan Hakları Derneği İzmir Şube Başkanı Ali Aydın, herkesin adalete ihtiyacı olduğunu belirterek, insan hakları için mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Halkların Köprüsü üyesi Ercan Ergiçay da halklar arasında barışı eşitliği sağlamak için kurulmuş bir dernek bu yüzden adalet ve vicdan nöbetinde olduklarını aktardı. İMECEDER yöneticisi Günseli Kaya da, “İnsanlık mücadelesini bir iktidarla yok edilebileceğini sananlar bilsinler ki yanılıyorlar. Tarih bu gün yazılmaz tarih o dönem geçtikten sonra yazılır. O tarihi sadece yazan direnenlerdir”

HUKUKÇULAR: ADALET SADECE HUKUK SALONLARINDA ARANMAZ

Ardından ziyarette bulunan Özgürlükçü Hukuk Platformu (ÖHP) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) heyetleri de taleplerini dile getirdi. ÖHP Temsilcisi Mehmet Bayraktar, HDP’nin Gündoğdu’daki nöbetinin açık cezaevi koşulları altında olduğunu belirtti. Türkiye tarihinin en karanlık dönemini yaşadıklarını ifade eden Bayraktar, Türkiye’de yaşanılanları Nazi Almanyası'nda yaşananlara benzetti. ÖHP Temsilcisi Fatma Demirel ise, “Hukuk adalet salonlarından dört duvar arasından ibaret değil sokaklarda da aranır. Burada da açık bir cezaevindeyiz. Faşizme teslim olmayacağız mutlaka ama mutlaka kazanacağız” diye konuştu.

Ardından ziyarette bulunan Yeşiller Sol Gelecek Partisi üyeleri ve Alevi Bektaşi Dernekleri üyeleri de taleplerini dile getirerek nöbete katılanlarla birlikte deyişler seslendirdi. 




Kaynak: dihaber

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 949 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Hak İhlalleri Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI