Bugun...

TKP 97 yaşında: Bu düzen değişecek, sosyalizm kazanacak...

TKP 97 yaşında: Bu düzen değişecek, sosyalizm kazanacak...

TKP, kuruluşunun 97'nci yıl dönümünü "Bu düzen değişecek, sosyalizm kazanacak" başlıklı bir dizi etkinlikle anıyor. İlk etkinlik İzmir'de düzenlendi. TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan "Sosyalizmi unutarak adalet, özgürlük, barış için mücadele edilemez; TKP bunun için var" derken, TKP Merkez Komite Üyesi Aydemir Güler "TKP, CHP yöneticilerinin etrafında dolanmaz, fotoğraf karesine girmeye uğraşmaz, sevimli görünmeyi başa yazmaz. Yol ve yöntem son derece sadedir, karmaşıklıktan uzaktır. TKP'nin varlık nedeni sosyalist devrim için örgütlenmektir" dedi.

 

Türkiye Komünist Partisi (TKP), kuruluşunun 97'nci yıl dönümünü "Bu düzen değişecek, sosyalizm kazanacak" başlıklı bir dizi etkinlikle anıyor.

Etkinlikler dizisinin ilki İzmir'de Tepekule Kongre Merkezi'nde gerçekleşti. 

Enternasyonal Marşı'yla başlayan etkinliğin açılış konuşmasını Rojda Baran yaptı. 97 yıl önce atılan cüretli adımın yıl dönümünün kutlandığını ifade eden Baran, "Ne mutlu bize ki bugün 97 yıl öncesinin heyecanıyla biz varız diyoruz. Bu karanlığı dağıtmaya, bu karanlığı sonlandırmaya, insanın insanı sömürmediği bir düzeni kurmaya biz varız" dedi. 

"Yaşasın Türkiye Komünist Partisi" ve "Yaşasın devrim ve sosyalizm" sloganları eşliğinde devam eden etkinliğin ilk konuşmasını TKP Genel Sekreteri ve Merkez Komite Üyesi Kemal Okuyan yaptı.  

"SSCB'NİN YERİNDE RUS OLİGARKLARIN, TC'NİN YERİNDE İMAMLARIN DÜZENİ VAR"

TKP’nin, SSCB’nin kuruluşundan üç yıl sonra, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan üç yıl önce kurulduğunu hatırlatan Kemal Okuyan, “İki cumhuriyet arasında kuruldu TKP. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti… 1917 ve 1923… Şimdi ikisi de yok. SSCB’nin yerinde Putin’in başını çektiği Rus oligarkları ve Rus zenginleri; Türkiye Cumhuriyeti’nin yerinde de imamların düzeni var… TKP olarak iki cumhuriyet yıkıldı diye ve TKP de bu yıkıntıların arasında ayakta kaldı diye övünecek değiliz. TKP açısından o iki cumhuriyetin insanlığa ve bu coğrafyaya getirdiği yenilikler, TKP’nin bugünkü mücadelesinin varlık nedenidir. Bugün biraz da bu mücadelenin içeriğini konuşmak için bir araya geldik. Yoksa bizim için bir yaş günü kutlaması, böyle bir dünyada ve Türkiye’de asla ve asla söz konusu olmaz, neyi kutlayacağız ki?” dedi.

"TKP KOMÜNİZM İÇİN MÜCADELE ETMEK ZORUNDA, BAŞKA ŞEYLER İÇİN DEĞİL"

Okuyan sözlerini şöyle sürdürdü:

Bugün TKP olarak neyi konuşacağız? Bu düzende biraz nefes almak için delik açmak, adalet, huzur, barış, bunları mı konuşacağız, yoksa bu düzende insanlığın bir daha kaybetmemek üzere kendi geleceğini ele almasını ve bunun yollarını mı konuşacağız? TKP bir parti olarak, tek bir şeye kilitlenmiş durumda. Evet, adalet önemli, özgürlükler, barış, huzur önemli ama bunların hepsinin ötesinde ve bunların hepsinin kazanmamıza neden olacak biricik şey, bugünkü düzenin yıkılması ve yerine başka bir düzenin kurulması… İnsanlık Marx’tan beri veya işçi sınıfı siyaset sahnesine çıktığından beri, o başka düzenden, yani sosyalizmden başka hiçbir şey icat edemedi. Dolayısıyla TKP de insanların birbirini sömürmediği sosyalizm için, komünizm için mücadele etmek zorunda. Bugün bunu konuşmak zorundayız, başka şeyleri değil.

"SOSYALİZM EN ACİL İHTİYAÇ"

Sosyalizmin, dünyanın en basit, en sade düzeni olduğunu vurgulayan Okuyan şöyle devam etti:

Halbuki sosyalizm çok basit, beş on dakikada birbirimize anlatabileceğimiz bir sistem. Ne istediğimizde netleşirsek işler kolaylaşır. Bir kere insan insanı sömürmeyecek. Alın teri hırsızlığına, emek hırsızlığına son verilecek. Çok basit. Peki bunun koşulu ne? O da çok basit. İnsanlığın zenginlikleri, zenginlikleri yaratan üretim araçları, doğal kaynaklar, fabrikalar, tarımsal araziler, ormanlar, akarsular, deniz kıyıları yer altı ve yer üstü zenginlikleri; bunların hepsi, fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar emeğin olacak. İşsizlik olmayacak. İnsanların bir kısmını aç bıraktığınız, bir kısmını da tıka basa doyurduğunuz bir düzen olamayacak. İnsanlık, sosyalizmle açlığı alt edebileceğini kanıtladı. Sosyalizmde evsiz olmayacak. ABD’de bir milyon insan evsiz, iki buçuk milyon ev boş, 12 milyon ev de hiç kullanılmıyor. Bu mantıksız bir sistem. Türkiye’de de fazla konut stoku bir milyonu geçti ama insanlar kiralık ev için sokak sokak dolaşıyor. Çünkü kapitalizmin hiçbir mantığı yok. Sosyalizmde laiklik olacak. Din, siyasi ve toplumsal hayatın dışına çıkacak. Laiklik, hava kadar, su kadar ihtiyacımız. Bilim olacak, sanat olacak. Sanat ve eğitim olacak. Cehalet olmayacak. İnsanların cehalet özgürlüğünü ellerinden alacağız. Yobazlık, ırkçılık olmayacak… Kira, beslenme, elektrik, su, ısınma, bunların hepsi bir insanın aldığı ücretim yüzde 10'uyla çözebileceği konular haline gelecek… Sizlerin sinirini bozmak için söylemiyorum bunları. Sosyalizm bugün çok acil bir ihtiyaç. Bunu anlatmaya çalışıyorum.

"İNSANLAR AÇLIK SINIRINDAYKEN ADALET OLMAZ"

Bazı kesimlerin “Bunlar mümkün değil” ya da “Şimdi zamanı değil” dediğini ifade eden Okuyan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

Peki neyin zamanı? Önce adalet olsun, önce özgürlük olsun, önce barış olsun diyorlar. Peki tüm bu anlattıklarımız olmadan, eşitlik olmadan nasıl adalet olacak? İnsanlar açlık sınırındayken nasıl adalet olacak? Kapitalizm ile adalet, özgürlük, refah, huzur yan yana gelmez. Bizim problemimiz tek: Kapitalizmden kurtulmak zorundayız. Bir an önce… Bunu yapmak için bizim beynimizi yıkmaya çalışanlara, önce başka şeyleri gerçekleştirmeye çalışanlara “sus” dememiz lazım. Bu düzenin içinde kurtuluş yok. Bunu söylememiz lazım, TKP bunun için var. Evet bugün azız ama çoğalıyoruz, yaygınlaşıyoruz. Daha fazla çoğalıp yaygınlaşacağız ve hep şunu söyleyeceğiz: Bugünkü düzende sizi aldatırlar. Dünyanın en zengin yüzde biri, kalan yüzde 99’u kadar zengin. Demek ki dünyanın her yerinde kapitalizmin yıkılması gerekiyor. İnsanlığın bu illetten kurtulması gerekiyor. Böyle bir durumda diorlar ki, sosyalizmi unutun adalet için, özgürlük için mücadele edin. Sosyalizmi unutarak adalet ve özgürlük için nasıl mücadele edilir böyle bir dünyada?

"DÜZENDEN DE, DÜZEN SOLUNDAN DA KURTULMAMIZ GEREKİYOR"

 

Bugün Türkiye’de insanların üzerinde büyük bir Erdoğan baskısı olduğunu ifade eden Okuyan, “Bütün dünyada var bu baskı. Yurt dışındaki toplantılarda ‘yazık size’ diyorlar Erdoğan nedeniyle. İnsanların üzerinde ‘önce Erdoğan’dan kurtulalım’ baskısı var. Ama arkadaşlar, Erdoğan’dan kurtulma baskısı bizi büyük bir trajediye götürmesin. İki yolu var kurtulmanın. Ya emekçi halkımız, işçi sınıfı ayağa kalkar öyle kurtuluruz ya da bu düzenin sahipleri bıkar, daha iyi birini bulur, Erdoğan’dan öyle kurtulunur. Bu ikincisinden halkımıza hiçbir fayda gelmez.  Dünyada geçmişte düzen solu diyebileceğimiz iktidarlar kuruldu ve bunların hepsinin arkasından faşist düzenler kuruldu. Çünkü düzen solu, toplumsal tepkileri bu düzen içerisinde soğurmak için icat edilmiş bir siyasi hattır. Düzen solu iktidarlarını ardından genelde faşizan yönetimler iktidara geliyor. Bizim düzenden de, düzen solundan da kurtulmamız gerekiyor, başka bir çıkış yok” dedi.

"SOSYALİST DEVRİM İÇİN MÜCADELE EDEN PARTİYE DAVET EDİYORUZ"

Erdoğan’ın emekçi halk tarafından süprülmesinin ülkeyi aydınlığa taşıyacağını belirten Okuyan konuşmasını şöyle sonlandırdı:

Kapitalist düzen içerisinde siyasal alandan nefes almaya kalkmak intihardır. Böyle bir şey mümkün değil. Erdoğan’ın Almanya ya da ABD tarafından indirilmesi, Türkiye’de bizim nefes almamız anlamına gelmeyecek. Aldatmayalım kendimizi. Sokaktaki insanların da kendisini aldatmasına izin vermeyelim. Halkımız ayağa kalkar, hakkını mahallede, fabrikada, iş yerinde aramaya kalkarsa işte o zaman Erdoğan da gider, Gül de gider, yerine gelen de halkımızı kandıramaz. Bu sistem, bu düzen pislik üretiyor. TKP 97 yıldır bu düzeni değiştirmeye çalışıyor. 97 yıl bir açıdan çok uzun, insanlık tarihi için bir açıdan çok kısa. Bu düzenin Türkiye’de de ABD’de de, dünyanın her yerinde yıkılması gerekiyor. Bunun için bugün burada TKP üyesi olmayanları, Türkiye’de sosyalist devrim için mücadele eden partiye davet ediyoruz. Kendimiz için değil. İnsanlık için. İnsanlık kazanacak, sosyalizm kazanacak.

"SOL, DÜZEN DEĞİŞİKLİĞİ HEDEFİYLE HAREKET EDERSE GÜÇLENİR"

TKP Merkez Komite Üyesi Aydemir Güler de konuşmasına, “Her şey iyi hoş ve sosyalizm hem doğru hem güzel ama Türkiye’de mümkün mü” sorusuyla başladı.

Aydemir Güler şöyle konuştu:

Genel olarak sol siyasetler, genel olarak sol kamuoyu bu soruya imkânsız biçiminde bir yanıt veremez. O zaman solcu olmanın anlamı kalmayacaktır. Ama yine sol siyaset ve sol kamuoyu, sosyalizmin mümkün olabilmesi için yumuşatılması, inceltilmesi, kabul edilebilir hale gelmesi gerektiğini düşünmüş ve savunmuştur. Sosyalizm daha fazla işçi hakkı mıdır? Sosyalizm kadınların biraz daha eşit olmaları mıdır? Sosyalizm parası olmayanın da eğitim veya sağlık hakkına kavuşabilmesi midir? Sosyalizm tam değilse de birazcık daha adalet midir? Söylenen ve düşünülen bu anlamlara geliyor. Türkiye solu ve kamuoyu, sosyalizmin mümkün olabilmesi için, sosyalizme ait, sosyalizmi ayırt eden ilkelerin “biraz daha” diye diye yumuşatılmasına rıza göstermektedir. Diğeri fazla sert, katı… Dolayısıyla zor. Neredeyse imkansız. Mümkün olabilmesi için yumuşatacağız! Böyle deniyor, böyle algılanıyor. Oysa Türkiye’de sol ne zaman düzenin içinde kısmi değişiklikler yapılmasını savunduysa ve kendini bunun mücadelesine endekslediyse etkisizleşmiştir. Tersine sol ne zaman bir bütün olarak düzen değişikliği hedefiyle hareket ettiyse ayırt edilir hale gelmiş, güçlenmiştir.

"SOL, BURJUVA GERİCİLİĞİ İLE İLERİCİLİĞİ ARASINDA EŞİT MESAFEDE DURAMAZ"

TKP’nin kuruluşunun bu çerçevede de özel bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bakü’de kurulan parti kendisini sürmekte olan ulusal kurtuluş mücadelesinin, anti-emperyalist kavganın destekçisi olmanın ötesinde bir hedefe göre konumlandırıyordu. Suphi ve yoldaşları emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesinin bir sosyal kurtuluşla, sosyalist devrimle taçlanmasını savunuyorlardı. Bu bir tercihten ibaret değildir. Kapitalizmin aşılmasını gündemine almayan bir bağımsızlık yarım kalmaya mahkumdur. İşçi sınıfının iktidarını amaçlamayan bir hak mücadelesinde kazanımlar sürekli tehdit altındadır. Bu tehdit ya açık karşı-devrimci saldırılarla karşınıza çıkartılır, ya da burjuvazi bir eliyle vermek zorunda kaldıklarını diğer eliyle geri almanın ılımlı yollarını bulur. Solun tarihi hep böyle aktı. Türkiye’de düzen bir dönem Sovyetler Birliği’nin dostuydu, uluslararası alanda emperyalizmi dizginleyecek bir noktada duruyordu. Türkiye’de düzenin halkçı uygulamaları oldu, köy enstitülerini kurdu. Türkiye’de düzen aydınlanmacı pratikler yarattı, kamusal bir eğitim sistemi kurdu, dinsel taassubu geriletti, dünya klasikleri dilimize kazandırıldı. Hepsi güzel ve sol bunların karşısında değil yanında yer alacaktı elbette. Sol burjuva gericiliği ile burjuva ilericiliği arasında eşit bir mesafede durmaz. Ama solun kendine ait ve emekçi halkla birlikte hayata geçirilebilecek bir başka programı, ütopyası olmalıdır. Solun işi burjuva ilericiliğini soldan desteklemek, onu ileriye itmeye çalışmak, cesaretlendirmek değildir. Sol ancak sosyalizmi hedeflerse, sosyalizmi bir toplumsal seçenek olarak güçlendirirse, işçileri, aydınları bu hedefle örgütlemekte yol alırsa başkalarını ileri çekmeyi de becerir. İleri çektiklerimiz sınıfsal karakterlerini de gözden geçirirler mi, yoksa sınıfları nedeniyle bir noktada solla mı karşı karşıya geleceklerdir, bunu bir dizi faktör birlikte belirler. Ama bilmeliyiz ki, destekçi sol, tarihsel misyonuna asla uzanamaz. Düzen içi bir tamamlayıcı rolle yetinmek durumunda kalır. Komünistlerin işi bu değildir, olamaz. Komünistler burjuva düzeni içindeki ilerlemeleri aşarak kapsamış olurlar, kapsayarak aşarlar. Ama mutlaka aşarlar!

"CHP DÜZENİN PARTİSİDİR"

Ülke çıkarlarından yana olmak için, burjuvaziyle köprüleri atmak gerektiğini söyleyen Güler, şöyle konuştu:

Çünkü burjuvazinin kâr güdüsü ülke çıkarı dinlemez. Yurtseverlik ancak burjuva düzeninin ötesi hedeflendiğinde tutarlı olabilir. Kolay yol aramak sola ne yakışır ne de işe yarar. Sol düzenin sahipleriyle ve savunucularıyla uzlaşma kapısını kapatmalıdır. Liberalizm tam da bu yanlışa düşmüştür. Neden liberaller düzenin sınıfsal özünü gizlerler? Sermayenin yaşanan değişimlerden çıkar sağladığını, hatta bu değişimlerin arkasındaki asıl güç olduğunu anlamayalım diye olabilir mi? CHP sol için sosyalizmin daha azıyla, yumuşatılmış haliyle yetinmenin kod adıdır! Faşizm tehlikesine karşı CHP desteklenmelidir. Bölünmek güçsüzleşmek demektir ve çare CHP’de birleşmektir. CHP’ye oy verilmezse şeriat gelir… Bu saçmalıktır. Komünistler saltanatın ve emperyalizme köleliğin reddedilmesinin anlamını bilirler. Bu reddiyede CHP vardır ve CHP buradan kopmuştur. Çünkü CHP düzenin partisidir. Bir sermaye partisi, ilanihaye bağımsızlıkçı, özgürlükçü, laik, halkçı olarak hayatına devam edemezdi.

"TKP, CHP YÖNETİCİLERİNİN ETRAFINDA DOLANMAZ"

 

Türkiye ilericiliğinin CHP’nin ötesine taşınmasının yolunun, CHP’ye soldan destek vermek olmadığını vurgulayan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:

TKP’nin bu tarakta bezi yoktur. TKP, CHP yöneticilerinin etrafında dolanmaz, fotoğraf karesine girmeye uğraşmaz, sevimli görünmeyi başa yazmaz. CHP’nin 2017 Türkiye’sinde oynadığı rol kapitalizmin Erdoğan’ın çürük rejiminin yapabileceğinden daha nitelikli, daha yönetilir hale gelmesi için proje üretmektir. Solun rolü Erdoğan rejimine karşı mücadeleyi kapitalizmin ötesine yönlendirmek, bu rejimden çıkışta sosyalizmi hakiki bir alternatif olarak gündeme sokmak, halkımızı nihai kurtuluşa, sosyalist devrime yakınlaştırmak olabilir. Konumuz ne CHP’yle kavga etmektir, ne CHP’yi desteklemek. Biz başka bir misyonun partisiyiz. Bütün bunları TKP yeni yaşının deneyimiyle, birikimiyle anlatmaya devam edecek. İşimiz basit, düz değil çok incelikleri olan bir iştir.

"TKP'NİN VARLIK NEDENİ ÖRGÜTLENMEK"

 

TKP’nin ilkeli bir parti olduğunu ifade eden Güler, konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı:

Bu uğraş kıyasıya bir mücadele gerektirir. Bu uğraş herkese çiçek dağıtarak verilemez. Bu uğraş herkes bizi sevsin diye yapılmaz. Bu uğraş ilkeleri esneterek, süsleyerek, farklı göstererek yürütülemez. TKP ilkeli bir partidir.  Dolayısıyla bu uğraşın önündeki risk, TKP’nin sekter bir görünüm vermesidir. Liberal veya ulusalcı sollar, TKP’nin ilkelerinin karşısına çıkmakta çok zorlanmakta, bu zorluktan kurtulmak için TKP’ye sekter diye kulp takmaktadırlar.  TKP ilkelerini değil bu kulpu kırmak zorundadır. Sekter değil ilkeliyiz. İlkeliliğin sekterlikle eşitlenmesini kırmanın yolu ilkelilerin çoğalmasıdır. Yol ve yöntem son derece sadedir, karmaşıklıktan uzaktır. Türkiye Komünist Partisi’nin ilkeleri, sosyalizme inancı, işçi sınıfına beslediği güven bu ülke, bu halk içindir. Kendine ilkelilik, kendi kendine inanç, kendi kendine güven değersizdir. Türkiye Komünist Partisi’nin bir dizi değerinin ve müktesebatının varlık nedeni, bu değerlerin ve müktesebatın ne işe yarayacağıyla bir ve aynı şeydir: Örgütlenmek. Son derece sade, karmaşadan uzak!
 

NHKM MÜZİK TOPLULUĞU SAHNEDE 

Etkinlik, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi Müzik Topluluğu'nun dinletisiyle sona erdi. 

 
 
 


YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI