Bugun...

Sarı Yelekliler ne istiyor? / Prof. Dr. Ali Arayıcı

Sarı Yelekliler ne istiyor?

Prof. Dr. Ali Arayıcı
Bir Gün

03/12/2018

Fransa’da, kamuoyunda giydikleri elbisenin renginden dolayı “Sarı Yelekliler” olarak anılan, çoğunluğunun kırsal kökenli olduğu bilinen, özellikle içinde kadınların da etkin olarak yer aldığı sürücüler başta olmak üzere, farklı örgütsel yapılardaki katılımcıların oluşturduğu bir hareket. Fransa’da, hükümetin akaryakıt fiyatlarının artışını, koyduğu ek vergileri tepkiyle karşılayan ve sosyal medya üzerinden “Sarı Yelekliler” adı altında örgütlenen eylemciler, 17 Kasım’dan beri her Cumartesi günü, ülke genelinde protesto gösterileri ve yürüyüşlerini yüz binlerce insanın katılımıyla sürdürüyor. Mayıs 2018’de ortaya çıkan bu hareket, AB’ye üye Belçika, Hollanda, Almanya, Bulgaristan başta olmak üzere, bazı ülkelerde de etkisini sürdürüyor. Yaşanan olayların bir benzeri, bu ülkelerde de kendini gösteriyor.

 


ORTAYA ÇIKIŞI

Bu hareketin, ortaya çıkışının başlangıç tarihi Mayıs 2018’dir. Bu tarihte, Paris yakınlarındaki yerleşim birimi Seine-et-Marne’de oturan Priscilla Ludosky adlı bir sürücü, yerli dizel için litre başına 7.6 kuruş (centimes), benzin için litre başına 3.8 kuruş (centimes) akaryakıt fiyatlarının düşürülmesi; Ocak 2018’de yürürlüğe giren ve üretime (ya da gelire) göre vergi artırma bildiriminin bir başka tarihe ertelenmesi talepleri için, Facebook, Twitter, Youtube üzerinden bir imza kampanyası başlattı. Fransa genelinde, bu imza kampanyasına önemli bir katılım ve destek sağlandı. Ekim 2018’den, Kasım ayının sonuna kadar bir milyonu aşkın imza toplandı.

 

Paris’in varoşlarında yaşayan bir kamyon şoförü Éric Drouet, Ekim 2018’de Facebook üzerinden herkese çağrıda bulunarak 17 Kasım 2018 tarihinde, Paris’i çevreleyen ana yolların bloke edilmesi için, yürüyüş ve eylem yapılması gerektiğini bildirdi. Sosyal medya üzerinde yapılan bu çağrı, başta sürücüler olmak üzere, toplumsal katmalardaki farklı kategorilerde önemli bir yankı uyandırdı. Bu çağrıya yanıt veren yerel grupların ve sivil toplumsal örgütlerin sayısı, Ekim ayının sonunda yüze yaklaştı. Çeşitli videolarda, görüşünü dile getiren Breton kökenli, Jacline Mouraud adlı bayanı, Kasım ayında altı milyondan fazla ve“Fransa Ayağa Kalk” örgütünün temsilcisi olan Frank Buhler’i ise, beş milyondan fazla kişi izledi.

 

NASIL GELİŞTİ?

Sosyal medya üzerinden veya özel platformlar vasıtasıyla kendiliğinden gelişen bu hareket, ülke genelinde yayıldı. İlk başlangıçta, bu hareket sol ve sağ yelpazede yer alan bazı sendikalar ve siyasi partiler tarafından desteklendi. Halk, medya aracılığıyla bu harekete seferber edildi. Sosyal medya üzerinden bu çağrılar, ülkenin geneline yayıldı ve etkili oldu. Medya tarafından kendiliğinden gelişen ve büyüyen bu hareket, ülke düzeyindeki ilk eylemini 17 Kasım 2018 tarihinde yaptı. Benzer yürüyüş ve eylemler, her Cumartesi günleri tekrarlanarak ulusal düzeyde sürdü.

Üstelik, Paris başta olmak üzere, büyük kentsel birimlerde süren eylem ve yürüyüşlerde her tarafın yağma edilmesi, kırıp dökülmesi ve büyük zarar verilmesi; bu duruma polislerin müdahalesi sonucunda 3 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce sivil ve polis yaralandı ve önemli maddi hasar oldu. Binlerce protestocu ve eylemci tutuklandı. Nitekim, 1 Aralık Cumartesi günüde, Fransa’da akaryakıt zamlarını protesto eden “Sarı Yelekliler” eylemlerini sürdürdü.

Paris’in merkezindeki dünyaca ünlü Champs-Elysees Caddesi’ne, girmek isteyen göstericilere polis müsaade etmeyince, göstericilerle polisler arasında büyük bir çatışma yaşandı. Fransa’nın, bazı büyük kentlerinde oto yolları kapatan ve her tarafı talan eden eylemciler, Paris’te polisin aldığı sıkı güvenlik tedbirlerinden dolayı istedikleri şekilde bir eylem yaptıkları söylenemez. Konuyla ilgili olarak Başbakan Edouard Philippe, Paris’te yapılan gösterilerde güvenlik güçlerinin “ağır şiddetle” hedef alındığına işaret etti.

 

DESTEKLEYENLER

Kamuoyunda belli bir kesimin desteğini alan, kendiliğinden gelişen ve yayılan bu hareket, sağ ve sol arenada yer alan politik çevrelerinde dikkatini çekti. Bu hareket, muhalefet partilerinden faşist ve ırkçı parti RN’nın (Ulusal Birleşme- eski adı FN Ulusal Cephe) lideri Marie Le Pen, her süre PC’siyle (Komünist Partisi) hareket eden PRS (Radikal Sol Parti) lideri, eski sosyalist Jean-Luc Mélenchon ve merkez sağcıların Cumhuriyetçiler Partisi lideri Laurent Wauquiez tarafından açıkça desteklendi. Libération Gazetesi bu girişimin muhalefet partilerin siyasi olarak kurtarılmasına yönelik olduğunu ifade ederken, girişimin “fachosphere” değil, “gerçek internet” in bir parçasıdır şeklinde bir yorum yaptı.

 

Fransa’daki en güçlü işçi sendikalarından PS (Soyalist Partisi) yanlısı CFDT ve PC yanlısı CGT, kendilerini doğrudan bu hareketle ilişkilendirmemeye özen gösterdi. CFDT genel sekreteri Laurent Berger, bu konuda şunları söyledi: “Bu tıkanıklıklar, ancak doğru bir siyasetle çözülmeli ve siyasi partiler bu durumda kendine bir hisse çıkarmamalıdır.” CGT genel sekreteri Philippe Martinez, başta sağ partiler olmak üzere, “herhangi bir siyasi partinin malzemesi olmamak için”, bu hareketin 17 Kasım’dan itibaren başlattıkları eylemlere katılmayacaklarını belirtti. CGT, yaptığı açıklamada, konfederasyon olarak, bu hareketin eylemlerini onaylamayarak “biz, Sarı Yelekllier “tarafından kurtarılmış olmak” istemiyoruz şeklinde konuştu.


Merkez sağda yer alan partilere yakınlığıyla bilinen, işçi sendikalarından FO’nin (İşçi Gücü) lideri, 20 Kasım tarihinde yaptığı bir açıklamada FO’nin, “Sarı Yelekliler” hareketinin yanında ve onlarla dayanışma içinde olduğunu belirterek şöyle dedi: “…. Vatandaşlar Sarı Yelekliler ile dayanışma içinde, […] artan hayat pahalılığı ve alım gücünün düşmesi karşısında yapılan eylemleri organize eden aktivistlere, üyelere ve taraftarlara herkesin katkı sunmalı”. Ayrıca, FO ve birlikte hareket eden bazı örgütler, hükümete de bir uyarıda bulunarak bir an önce, sorumluluk alması, “Sarı Yelekliler”i kabul etmesi, bir masa etrafında oturması ve soruna bir çözüm yolu bulmasını istedi. Eğer, hükümet harekete geçip gerekli düzenlemeleri yapmazsa, eylemcilerin çıkarlarını ve personelinin güvenliğini korumak için müdahale edeceklerini eklediler.

 

TALEPLERİ

İlk başlangıçta, yüksek akaryakıt fiyatlarına (kısmen petrol ürünleri vergisindeki artışa bağlı) odaklanmış olan eylemciler, daha sonra hayat pahalılığı, ücretlerin ve satın alma gücünün giderek düşmesiyle ilgili olarak diğer taleplere üzerinde yoğunlaştı. Özellikle, dar gelirli ve orta sınıflar, kırsal ve kentsel varoşlarda yaşayan halkın talepleri ve yaşam koşulları dile getirildi. Bu durum karşısında, geri adım atmayıp taviz vermeyen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ve Hükümeti’ne istifası talep edildi.

“Sarı Yelekliler” tarafından, 29 Kasım tarihinde, hazırlanan listede yaklaşık 40 talep ileri sürüldü. Taşımacılık alanındaki iddialara ek olarak (motor yakıtı vergilerindeki artışlar, deniz akaryakıt üzerine vergi getirilmesi) gibi. Bu liste de, sosyal konulardaki talepleri de görmek olanaklıdır. Asgari ücretin düşük ve gereksinmeleri karşılamaktan uzak olduğu, halen 1.498 Avro olan brüt asgari ücretin, en az 1.800 Avro brüt olması gerektiği vurgulanarak şu anda, 62 olan emeklilik yaşının, tekrar 60 yaşına indirilmesi belirtilmektedir. Halkın zorunlu giderleri arasında bulunan, su, elektrik ve gaz gibi temel tüketim ürünlerine yüzde 5,5 dolayında katma değer vergisi uygulamasının emekli, dar gelirli, yoksul işçiler için yıkım olacağı dile getirilerek bu verginin indirilmesi ve halkın yaşam düzeyinin yükseltilmesi talepleri arasında bulunuyor.

Fransa’da, her pazar günü çıkan Le Journal du Dimanche’nin (Pazar Gazetesi ) 2 Aralık’ta yayınlanan sayısında, “Gilets Jaunes libres” (Özgür Sarı Yelekliler) adında bir Komite’nin kurulduğuna işaret ediliyor. Bu komite, hareketin öncü elemanlarından biri olan bayan aktivist, Jacline Mouraud ile medyatik ortamda bu hareketle birlikte ön plana çıkan 10 kişiden oluşmaktadır. Bu Komite, Başbakan Edouard Philippe’le görüşmek ve sorunlarını açıktan dile getirmek için, kendisinden randövü talep etmektedir. Bu Komite, hükümete “Vergilendirme Genel Müdürlüğü’nün açılmasını, halkın yaşamıyla ilgili ulusal bir sosyal konferansın yapılmasını, büyük sosyal ve toplumsal yönelimler konusunda sıkça yapılan referandumların örgütlenmesini” öneriyor.

 

LE PEN’İN HESAPLARI

Bu hareketi başlatanlar içinde, belli bir güce sahip olan, onları içten destekleyen ve provoke edenlerin başında gelen ırkçı ve faşist RN’nin lideri Marine Le Pen, bugünün değil yarının hesabını yapıyor. Bilindiği üzere, 26 Mayıs 2019 tarihinde yapılacak Avrupa Parlementosu seçimleri ve bir yıl sonra da 23-30 Mart 2020 tarihlerinde yerel seçimler var. Le Pen, merkez sağı tuşa getirmek ve seçimlerde başarılı olmak için, kendi siyasi çıkarları doğrultusunda bu hareketi olabildiğince destekliyor ve provoke ediyor. Aslında, bu hareketin eylemleri ve talepleri kabul edilecek taleplerdir. Ne yazık ki, RN gibi asırı sağcı ırkçı partiler ve yandaş örgütleri, bu hareketin eylemlerinden nemalanmaya çalışmakta ve bunları bir siyasi “malzeme” olarak kullanmaktadır.

Nitekim, bir haber kanalının canlı yayınına telefonla katılarak olaylara ilişkin gözlemelerini dile getiren Le Pen, “Şiddet olayları Hükümetin işine geliyor” değerlendirmesini yaparak şiddet gösterilerinin Paris’in ünlü Champs-Elysees Caddesi’nden sonra başkent geneline yayılmasına açıklık getirdi. Eylemlerin bu şekilde gelişmesinin, İçişleri Bakanı Christophe Castaner’ın yararınadır şeklinde değerlendiren Le Pen, böylece “Sarı Yelekliler”in eylemlerinin olumsuz gösterildiğine açıklık getirdi. Le Pen, Christophe Castaner’ı “benzinliğin yanında çakmakla dolaşmakla” suçlayarak olayları polisiye önlemleriyle değil, masa başında konuşarak çözülmesi gerektiğine işaret etti.



YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI