Bugun...



Kapitalizmin içinde, kapitalizme karşı / Alyssa Battistoni

Jacobin dergisi yeni sayısında iklim değişikliğini ele alıyor ve iklim değişikliğinin birkaç yılda bir üzerine konuşup unutulacak bir mesele olmadığı bilinciyle bundan sonra her sayımız bir iklim sayısı diyor.

facebook-paylas
Tarih: 29-09-2017 17:07

Kapitalizmin içinde, kapitalizme karşı / Alyssa Battistoni

Kapitalizmin içinde, kapitalizme karşı

Alyssa Battistoni

Jacobin dergisi yeni sayısında iklim değişikliğini ele alıyor ve iklim değişikliğinin birkaç yılda bir üzerine konuşup unutulacak bir mesele olmadığı bilinciyle bundan sonra her sayımız bir iklim sayısı diyor.

 

İklim değişikliği kitle siyasetine uygun değilmiş gibi görünebilir. Karmaşık ve anlaşılması zor bir mesele. Sebepleri gündelik yaşamın o kadar içinde ki, felaket gelip vurana dek görülmesi zor oluyor. Gezegenin tümünü etkiliyor: dünyanın bir ucunda verilen kararlar, öteki uçta yaşayanların hayatlarını mahvediyor. Sorunu çözmekle görevli kurumları ise zengin ve büyük şirketler ile sorundan esas sorumlu olanlar yönetiyor. Tıpkı kapitalizmin kendisi gibi.

İklim değişikliğinin siyasi gündemde olduğu süre boyunca neoliberalizm yükselişteydi. Bu da bugün elitler arasındaki tartışmanın soruna yönelik sözde çözümlerle dolu olması anlamına geliyor: bireylere, tüketimlerinin sorumluluğunu almalarına yönelik suçluluk duygusuna hitap eden çağrılar; özel şirketlere aktarılan kamu fonlarıyla geliştirilen ve patenti şirkette kalan yeşil teknolojiler; yıkmaları gereken sanayiler tarafından tasarlanmış market mekanizmaları; gelgitleri fazla hırgür çıkarmadan geçiştirme amaçlı idari kararnameler. Bu esnada da kemer sıkma tedbirleri kamusal mal ve hizmetleri tam da genişletilmeleri gereken zamanda daraltıyor ve milliyetçi hareketler, ötesine uzanmamız gereken sınırları kapatıyorlar.

Bunlar bizi felakete doğru sürükleyen küresel ısınmanın daha ilk etkileri ama darbe tam vurduğunda – hem daha şiddetli ve sık yaşanacak olan doğal afetlerde hem de (sağcı hareketler şu an için anlaşılabilir/makul korkuları yabancı düşmanı tepkilere dönüştürmeyi başarırsa) bunları izleyecek olan toplumsal felaketler sırasında – zenginler lüks sığınaklarına çekilirken ilk önce ve en kötü etkilenenler siyah ve kahverengi, yoksul ve işçi sınıfından insanlar olacak.

Toplanan fırtına bulutlarının tek olumlu yanı, iklim tartışmalarımıza yıllardır egemen olan liberal tondan sonra dalganın sola dönmeye başlamış olması. Bu dalganın yükselen deniz seviyelerini geçip geçemeyeceği ise ayrı mesele.

Kapitalizm iklim değişikliğine sebep oluyorsa, bunu durdurmak için bir devrime ihtiyacımız var derken ne kastediyoruz?

Aslında buna gerek kalmamasını ummalıyız. Solun radikal dönüşüm vizyonu iklim değişikliği karşısında tek seçenek gibi görünebilir. Ama sol tarihsel olarak zayıf pozisyonunu sürdürüyor ve yakın zamanda—ciddi önlemler almaya başlamamız gereken zaman zarfında olmadığı kesin—iktidarı alabilecek gerçek bir güç haline gelmesi çok zor. Sosyalizmi inşa etme uzun vadeli projesini aceleye getiremeyiz ama iklim değişikliği konusunda eyleme geçmeyi de bir yana bırakıp erteleyemeyiz. Aksi halde en iyi senaryoda bile sol iktidara ancak artan bir iklimsel çöküş halini yönetmek üzere gelebilir.

Dolayısıyla kapitalizmden kurtulmak ne kadar gerekli olursa olsun şimdilik iklim değişikliğine elimizden gelen en iyi şekilde yanıt vermek için hazırlanmamız gerekecek. Bu, sürdürülebilir bir sosyalist topluma zemin hazırlayacak yollardan, olabildiğince hızlı şekilde karbonsuzlaşmayı zorlamak anlamına geliyor.

Bunu ancak hareketlerimiz güçlü bir antikapitalist öze sahipse yapabileceğiz. Şükür ki iklim hareketleri istikrarlı bir şekilde sola kayarak iklim adaletini öne çıkarıyor ve hem fosil yakıt sektörüne hem de iklimsel etkilerine karşı mücadelenin ön cephesindeki topluluklarla ittifaklar oluşturuyorlar. Yerli hareketleri, Standing Rock gibi dünyanın dikkatini fosil yakıt şirketlerinin açgözlülüğüne çeken mücadelelere öncülük ettiler ve insanlık ile dayandığı ekosistemlerin esenliği arasındaki bağlantıyı gündeme getirdiler. Sosyalistler, fosil kapitalizmini aşmak için ihtiyaç duyacağımız temelleri döşemek için mücadele veren kitlesel bir hareket inşa etmeye devam ederken, ekolojik apartheid alameti olan eşitsizliklerle savaşan bu mücadelelere katılmalılar.

İklim değişikliği, sosyalizmin gerekliliğini başka her sorundan daha çok gösteriyor. Sanayi, teknoloji ve altyapı üzerinde daha demokratik siyasi denetim; dünyamızı nasıl, neden ve kimler için kurduğumuz konusunda daha bilinçli olma ihtiyacına işaret ediyor.

Ekonominin geniş sektörleri ve teknolojinin gücü için bilinçli planlamayı benimsemek muhakkak ki “eski sol” vizyonun parçası ama “doğaya egemen olmak” şeklindeki eski enkaz değil. Bizim sosyalizmimiz, çoğunluk için sürdürülebilir bir keyif ve bolluk yaratmakla ilgili. Ekmek ve güller verin bize – ve parklar ve okyanuslar.

Elbette, kuraklık tarlaları ve bahçeleri tehdit ederken, ormanlar yanar ve okyanuslar asitlenirken bu klasik talepler bile daha karmaşık hale gelecek. İklim değişikliği solun yaratıcı düşünmesinin, genişlemesine örgütlenmesinin ve hızla harekete geçmesinin vesilesi olmalı.

Jacobin’in bu sayısı iklim değişikliği üzerine ama iklim değişikliği birkaç yılda bir üzerine konuşup rafa kaldırılacak bir mesele değil; tersine, ileriye doğru giderken nasıl harekete geçeceğimiz ve örgütleneceğimizin merkezinde yer almalı. Bundan böyle her sayımız bir iklim sayısı.

 

 




Kaynak: Dünyadan çeviri-Serap Şen

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 924 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Çeviri Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI