Kadınlar, 25 Kasım'da  Şiddete Karşı meydanlardan:

Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz

 Kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü kapsamında birçok merkezde alanlara çıktı. Kadınlar erkek egemen zihniyetin uyguladığı şiddete karşı dayanışmayı ve mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.

Başta İstanbul olmak üzere birçok merkezde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle sokaklara çıkan kadınlar; kadına yönelik şiddeti ve katliamları protesto ederken, bunlar karşısında dayanışma ve mücadele mesajları verdi.

İSTANBUL’DA YÜZLERCE KADIN YÜRÜDÜ: ERKEK DEVLET ŞİDDETİNE İTAAT ETMİYORUZ

 

25 Kasım Kadın Platformu'nun çağrısıyla Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle bir araya gelen yüzlerce kadın Tünel’den Galatasaray Lisesi önüne yapmak istedikleri yürüyüşü polis tarafından engellenmek istendi. Tünel Meydan'ına giriş yapmak isteyen kadınlar Beyoğlu Kaymakamlığı’nın dün LGBTİ bireylerin etkinliğine ilişkin yaptığı açıklama gerekçe gösterilerek alana girişlerine izin verilmedi. Kadınlar bir süre beklerken, görüşmeler de sürdü

‘Kelebekler’: Mirabel kardeşlerin özgürlük tutkusu 57'inci yılında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü, Mirabel kardeşler anısına her yıl kadınların sokakları doldurup özgürlük şiarını haykırdığı gün. Peki ‘kelebekler’ olarak da anılan Mirabel kardeşler kimdir? Dominik Cumhuriyeti’nin Cibas bölgesinde dünyaya gelen üç kız kardeş; Patria, Minerva ve Maria Mirabel. Mirabel kardeşler Dominik Cumhuriyeti’nde Rafel Trujillo diktatörlüğüne karşı uzun yıllar mücadele verdi. 1960 yılının Haziran ayında Clandestine Hareketi’ni kuran kardeşler, diktatörlük karşıtı mücadeleleri ülke çapına taşıdılar. Defalarca gözaltına alınıp işkenceye maruz bırakıldılar, tutuklandılar. Ancak devletin şiddeti onların özgürlük tutkusuna engel olamadı. Mirabel kardeşler diktatörlüğe karşı yürüttükleri mücadelenin yanı sıra kadın olarak da var oluş mücadelesi verdiler. “ÖLÜM BENİ KORKUTMUYOR” Maria Mirabel kararlılıklarını ve yılmadan mücadele edeceklerini, “Belki bize en yakın şey ölüm ancak bu beni korkutmuyor. Haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz.” sözleri ile belirtmişti. Mirabel kız kardeşlerden birinin kod adının ‘Kelebek’ olmasından da esinlenerek; o günden sonra bu üç kız kardeş, gerek Dominik’te gerek dünyada “Kelebekler” adıyla efsaneleştirilerek anılmaya başladı. 25 KASIM’DA KATLEDİLDİLER 31 yıl boyunca diktatörlüğünü sürdüren Trujillo, Mirabel kardeşler için “Bu ülkede iki tehdit var: Kilise ve Mirabel Kardeşler” açıklamasını yaptı. Açıkça hedef gösteren bu sözlerin ardından bir kaç gün sonra ise üç kız kardeş gözaltına alındı. Uğradıkları hiç bir baskıya boyun eğmeyen kadınları teslim alamayan diktatörlük askerleri Mirabel kardeşleri, 25 Kasım 1960 tarihinde arabalarından indirerek kaçırdı, tecavüz ettikten sonra katletti. Katliam, basın ve kamuoyuna ‘araba kazası’ olarak yansıdı. KADIN HAREKETİNİN SEMBOLLERİ Üç kadının kurduğu Clandestine Hareketi, öldürülmelerinden bir yıl sonra diktatörlüğün sona ermesinde önemli rol oynadı. Mirabel kız kardeşler, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadeleyle tüm dünyada tanındılar, insan hakları mücadelesi ve kadın hareketinde sembolleştiler. Ölümlerinden 29 yıl sonra, 1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü” olarak kabul etti. Kaynak: Gazete Ka

 

Bekleyiş boyunca kadınlar slogan, alkış, zılgıt ve şarkılarla halay çekti. Uzun süre bekleyen kadınların Odakule'ye kadar yürümesine yapılan görüşmeler sonucu izin verildi. Kadınlar, attıkları sloganlar ve ellerindeki dövizlerle mor ışıklarla Odakule’ye kadar yürüdü. 

 

ÖCALAN’IN OLDUĞU DÖVİZLERE EL KONULDU 

 

Mor rengin hakim olduğu yürüyüşte HDP Milletvekili ve Meclis Başkanvekili Pervin Buldan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Sözcüsü Fadime Çelebi ve yüzlerce kadın yer aldı. Bir grup kadının PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ilişkin ve Nuriye Gülmen ile Semih Özakça'nın fotoğraflarının bulunduğu dövizlere polis el koydu. Ayrıca LGBTİ bayraklarının da olmasına izin verilmedi. 

 

Açıklamayı Hevin Kınay Kürtçe, Necla Karahalil Arapça, Özengül Ergün de Türkçe yaptı. Kadınların sadece bugün değil 1 yıldır aralıksız bir şekilde her yerde mücadele etiklerini söyleyen Ergün,  “Hayatlarımızı çevreleyen, olağanlaştırılmaya çalışılan erkek şiddetine, olağanüstü halle kadın düşmanlığının dozajını arttıran devlet şiddetine, faşizmin her türlü uygulamasına karşı susmamaya, itaat etmemeye devam ediyoruz. Kadınlar burada. Yarattığınız korku, nefret, şiddet ve savaş rejimine kendi sözlerimizle, bedenlerimizle, eylemlerimizle, dayanışmamızla direniyoruz” dedi.

 

'KADIN MERKEZLERİNİ HEDEF ALDINIZ' 

 

OHAL sürecinde kapatılan kadın derneklerine değinen Ergün,  “Kürt illerindeki belediyelere atadığınız kayyumlarla en önce belediyelerin kadın merkezlerini hedef aldınız. Örneğin Bismil Belediyesi’ne atadığınız kayyum Kürt kadınların mücadelesinin eseri olan Nujîn Kadın Merkezi’ni kapatmakla kalmadı; yerine açtığı Evlendirme Dairesi’nde geçtiğimiz günlerde ilk ‘müftü nikâhını’ kıydı. Şiddetten uzaklaşma, güçlenme alanları yerine evlenecek mekânlara ihtiyacımız olduğuna karar verdiniz. Hep adımıza karar verdiğiniz, tecavüzcülere af çıkarmaya yeltenirken kadın milletvekillerini, belediye başkanlarını, siyasetçileri, hak savunucularını mahkûm ettiğiniz. KHK’lara karşı işi için direnen Nuriye Gülmen’i hapiste tuttuğunuz bu hale itaat etmiyoruz” dedi.

 

 'YALNIZLAŞMIYORUZ'

 

“Bizler kadınlar, erkek devlet şiddetinden uzakta, güvenli, eşit ve özgür yaşama arzumuzdan da, hayatlarımızdan da mücadelemizden de vazgeçmiyoruz!” diyen Ergün, “Çalıştığımız, okuduğumuz, yaşadığımız, hayatlarımızın geçtiği yerlerde bir araya geliyoruz, kurduğumuz kadın dayanışmasıyla birbirimize iyi geliyoruz, birlikte güçlü olduğumuzu unutmuyoruz! Yalnızlaşmıyoruz” diye belirtti.

 

 'DEVLETİN SORUMLUĞUNU YERİNE GETİRMESİ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ'

 

Şiddetin normalleşmesine izin vermemek için sokakta, metrobüste ve her yerde şiddeti izlemeyip müdahale ettiklerini dile getiren Ergün, “Kadınların şiddetten kurtulmasını ‘yuva yıkmak’ olarak tarifleyen devletin esas görevinin bizlerin can güvenliğini korumak olduğunu bıkmadan hatırlatıyoruz. Bunu yapmak yerine derneklerimizi kapatan, bedenlerimizi savaş alanı haline getiren, eşitsizliği hayatın her alanına yerleştiren devletin erkeklerle sürdürdüğü işbirliğini ifşa ediyoruz! Devletin sorumluluklarını yerine getirmesi için mücadele ediyoruz” diye kaydetti.

 

Ergün, “Hayatlarımızı, anneliğe, aileye, şiddete hapsetmeye çalışan yasalara ve yargıya, nasıl bir hayat yaşayacağımızı bize dayatan adamlara, o adamları koruyan tek adama itaat etmiyoruz” diyerek mücadeleden vazgeçmeyeceklerini kaydetti.

 

Açıklamanın ardından kadınlar alkışlarla dağıldı.

 

ANKARA

 

Ankara Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü kapsamında Çankaya Belediyesi önünde bir araya geldi. “Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz” pankartı açan kadınlar, Çankaya Belediyesi önünden Sakarya Meydanı’na yürüdü. Eyleme HDP Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat ve Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka da katıldı.

 

 Yüzlerce kadının bir araya geldiği eylemde, “OHAL de bu hal de şiddetle mücadele her halde”, gibi dövizlerin yanı sıra, tutuklu bulunan kadın siyasetçilerden HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ile erkekler tarafından öldürülen kadınların fotoğrafları yer aldı.

 

‘İZİN VERMEYECEĞİZ’

 

Polisin yoğun güvenlik önlemi altında kadınlar eylemde, başta müftülük yasası olmak üzere kadınların muhalefetine rağmen Meclis’ten geçirilmek istenen yasalara karşı “ İsteseniz de istemeseniz de izin vermeyeceğiz” şeklinde slogan atarak tepki gösterdi. Ardından Kürtçe ve Türkçe hazırlanan basın açıklamasını okudu. 

 

’SESİMİZİ DAHA FAZLA YÜKSELTECEĞİZ’

 

Kadınlar adına konuşan Gönül Kural, 25 Kasım’ın ülkelerinde 31 yıl süren diktatörlüğe karşı direnen Mirabel Kardeşler’den miras kaldığını belirterek şunları söyledi: “Kadın mücadelesi köklü ve direngendir; yasalarla, yasaklarla, polis şiddetiyle engellemeye gücünüz yetmez. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlara yönelen şiddete ve bu şiddeti besleyen düzene ve tek adama karşı sesimizi daha fazla yükselteceğiz.”

 

‘ERKEK EGEMEN DÜZENİN KADINLARLA DERDİ BİTMİYOR’

 

Kural, her fırsatta kadın düşmanı uygulamalar ve söylemlerin artarak devam ettiğine dikkat çekerek, kadınların haklarına yönelik saldırıları şöyle sıraladı: “Erkek egemen düzenin kadınlarla derdi bitmiyor. Boşanmanın önüne dolaylı bir engel çıkaran ‘arabuluculuk’ düzenlemesi üzerinde çalışıyorlar. Yine 6284 sayılı yasa ‘ Yuva yıkıyor’ şeklinde hedef alındı. Kadınları ayrıştıran ırkçı, cinsiyetçi, ve nefret dili ‘terör örgütlerinin 5,10,15 çocuğu var’ söylemiyle vücut buluyor. Kadınlara Meclise girme yasağı getiriliyor. Cezaevlerinde kadınlar taciz ve tecavüzle tehdit ediliyor. Savaş politikaları nedeniyle kadınlar mülteci konumunda şiddete en çok maruz kalan oluyor. LGBTİ etkinlikleri ‘toplumsal hassasiyetler ve duyarlılıklar’ gerekçesiyle yasaklanması apaçık bir ayrımcılıktır.”

 

‘EN ÇOK BİZDEN KORKUYORSUNUZ’

 

Kadınlar olarak haklarından vazgeçmeyeceklerini söyleyen Kural “Hep beraber el kaldırdığınız kadın düşmanı yasalarınız bizim için hükümsüzdür, yıllarca mücadele edeceğiz. Yaratmaya çalıştığınız korku ve baskı ortamına karşı en çok bizim mücadelemizden korktuğunuzu biliyoruz” dedi.

 

Açıklamanın ardından kadınlar ellerinde müzik aletlerini alarak şarkı söyleyip halay çekti.

 

İZMİR

 

25 Kasım etkinlikleri kapsamında İzmir Kadın Platformu öncülüğünde “Kadın soykırımını durduracağız yaşamı özgürleştireceğiz” şiarıyla yürüyüş düzenledi. Alsancak’ta bulunan ÖSYM binası önünde toplanan kadınlar renkli görüntüler oluşturdu. Yürüyüş sırasında “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Jin Jiyan Azadi” ve “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz” sloganları atan kadınlar Figen Yüksekdağ, HDP’nin tutuklu kadın vekilleri ile Ceylan Önkol ve katledilen kadınların fotoğraflarını taşıdı. Kıbrıs Şehitleri Caddesi boyunca yürüyüş yapan kadınlar, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde açıklama yaptı. Türkan Poyraz'ın Kürtçe yaptığı açıklamayı, Sanem Deniz Kural, Ruken Emektar ve Vildan Çakıroğlu da Türkçe yaptı. 

 

‘İZİN VERMEYECEĞİZ’

 

Açıklamada kadınlara yönelik her türlü şiddetin, kadın cinayetlerinin, taciz ve tecavüzlerin arttığı günlerden geçildiğine vurgu yapılarak, 2016 yılında 338 kadın öldürüldüğüne dikkat çekildi. Açıklamada 2017’nin henüz ilk 10 ayında ise 337 kadının katledildiğine vurgu yapıldı. Kadınların "can güvencesi" olarak gördükleri 6284 Sayılı Koruma Kanunu'ndan vazgeçmeyecekleri vurgulanan açıklamada, kadın cinayetlerinin durdurulması yerine boşanmaların önlenmesine izin vermeyecekleri ifade edildi. 

 

‘BASKI VE İŞKENCELERE DUR DİYORUZ’

 

AKP’nin kadını çalışma yaşamından uzaklaştırdığının ifade edildiği açıklamada, kadının rolünün "annelik” olarak tanımlandığı politikaların sürdürüldüğü aktarıldı. Başbakanlıkça kadın istihdamını artırmaya yönelik genelgenin “güncelleme” bahanesiyle yürürlükten kaldırılmak istediğine yer verilen açıklamada, “Eşit işe eşit ücret sağlanması” hükmünün çıkarıldığı söylendi. Açıklamada 4 milyon civarında kadının kayıt dışı çalışan çalıştırıldığını belirtilerek, kadın istihdamının azaltılmasına dönük uygulamaların hayata geçirilmek istendiği kaydedildi. 

 

OHAL'in devamlı uzatılarak her türlü muhalif sesin susturulmak istendiğine yer verilen açıklamada, “Sokağa çıkma yasakları döneminde Silopi’de cenazesi günlerce yerde kalan Taybet Ana'nın, mezarına faşist saldırı düzenlenen Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Annenin cenazelerine dahi tahammül edemeyenlerin, OHAL’i devamlı uzatması karşısında mücadelemizle ve dayanışmamızla duracağız. Yine OHAL döneminde, cezaevlerinde de baskılar bitmiyor. Elazığ Cezaevi başta olmak üzere kadın tutsaklara yönelik baskı ve işkencelere dur diyoruz” denildi.

 

‘ŞİDDETE KARŞI DİMDİK DURUYORUZ’

 

Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğunun evlendirildiğine dikkat çekilen açıklamada, çocuk istismarı davalarının yüzde 700 arttığı belirtilerek, “Eğitim müfredatına “kocaya itaat” gibi gerici eklemeler yapan AKP hükümeti bu artıştan sorumludur.” denildi. 

 

Açıklamanın ardından Grup Cumartesi şarkıları eşliğinde halaylar çekildi. 

 

URFA

 

Urfa Kadın Platformu da 25 Kasım eylemleri kapsamında Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği binasında HDP Urfa Milletvekili Dilek Öcalan’ın yanı sıra çok sayıda kadının katılımıyla basın toplantısı ve atölye çalışması gerçekleştirdi. Kadınlar adına konuşan Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Leyla Coşkun, kadınların dünyanın dört bir yanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, militarizme ve ırkçılığa karşı seslerini yükselttiklerini söyledi. 

 

Kadına yönelik şiddetin en yoğun yaşandığı 2017 yılı son 6 ay içerisinde, 387 kadının Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi’ne başvurusu olduğunu, Urfa’da ŞÖNİM ve diğer şiddeti önlemekle görevli kamu birimlerinin hiçbir önleyici projeye sahip olmadığını ve Urfalı kadınlar olarak kadına yönelik şiddete karşı bir an önce önleyici ve kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğini söyleyen Coşkun, “Hayatlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmiyoruz. Düşlerimizin peşindeyiz” dedi. 

 

ADIYAMAN 

 

Adıyaman Kadın Platformu Tarım Orkam-Sen Şube binasında bir araya gelen kadınlar basın toplantısı düzenledi. Platform adına konuşan Adıyaman Eğitim Sen Kadın Sekreteri Gülşah Turhan, tütün emekçilerinin eylemini bahane eden Adıyaman Valiliği’nin kadınların alanlara çıkmasını engellediğini ve kadınların dört duvar arasında basın toplantısı yapmaya mecbur bırakıldığını ifade etti. 

 

ANTEP 

 

HDP Antep İl Örgütü ise il binasında kadınlarla bir araya geldi. Kadınların basın toplantısına HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, avukat Berivan Polat, SYKP, ESP, DBP ve EMEP Antep il örgütü, Antep 78’liler meclisinin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Toplantı da konuşan Meral Danış Beştaş, kadına yönelik şiddeti ve baskıyı önlemede görevin sadece kadınlara değil erkeklere de düştüğünü ifade etti.

  

‘BİZ DURMAYACAĞIZ, DURDURACAĞIZ!’

 

Kadına yönelik şiddetin kadının veya erkeğin sorunu olmadığını toplumsal bir sorun olduğunu aktaran Beştaş, kadınların erkeklerle değil erkek egemen zihniyet ile mücadele ettiğini belirtti. 25 Kasımda HDP’nin tüm organları ve bileşenleri ile alanlarda olduğunu vurgulayan Beştaş, hükümetin kadınları OHAL ve baskı politikaları ile yıkamayacağını söyledi. 

 

ADANA

 

Adana Kadın Platformu 25 Kasım kapsamında Eğitim Sen şube binasında film gösterimi gerçekleştirdi. Film gösteriminin ardından HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın da olduğu kadınlar Atatürk Parkı'nda bir araya geldi. 

 

Adana Kadın Platformu üyesi Sevil Aracı Bek, "Yeni rejimi kadın emeği, bedeni ve kimliği üzerinden kurma çabası biz kadınlara mutlak itaati dayatıyor. Toplumsal yaşamı baştan aşağı dinselleştirerek kadını kamusal alanlardan uzaklaştıran, sosyal politikaları diyanet eliyle dizayn eden, laik-seküler yaşamı yok eden ve kadın kazanımlarını hedef alan düzenlemeler,  kadınların rızası olmadan zorla yasalaştırılıyor" dedi.

 

Meral Danış Beştaş da kadına yönelik şiddete dikkat çekerek, “Mücadele etmeye ve sokaklarda olmaya devam edeceğiz" dedi. 

 

MERSİN 

 

Mersin'de CHP Kadın Kolları’nın çağırısıyla kadınlar CHP Mersin il örgütünün önünde bir araya geldi. Kadınlar mor zincir oluşturarak Özgür Çocuk Parkı’na yürüdü. 

Türkiye'de her iki kadından birinin şiddette maruz kaldığını söyleyen CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, "Emeğimizden, bedenimizden elinizi çekin. Her türlü erk zihniyetin şiddetine karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Korkmuyoruz, susmuyoruz, sinmiyoruz" dedi.

 

'İKTİDARLARI SARSACAK KADINLARDIR '

 

Mersin Kadın Platformu çağırısıyla Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelen kadınlar Atatürk Parkı saat kulesinin önüne yürüdü. Mersin Kadın Platformu üyesi Özge Göncü, "İktidara geldiği günden beri kadın düşmanı politikalar güden AKP iktidarı da kadınlardan korkmaktadır. Çünkü biliyor ki kadınların özgürleştirdiği mücadelesi kendi iktidarlarını sarsacak en önemli toplumsal güçtür" dedi.

 

HATAY 

 

Hatay Kadın Platformu, HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu ve Mor Çatı gönüllüsü avukat Meline Çilingir’in katılımıyla Hatay Büyükşehir Belediyesi nikah salonunda  "Kadın şiddetine hayır" konulu panel düzenledi.

 

Şiddet türlerinde söz eden Meline Çilingir, şiddetin toplumlar arasında farklılık gösterdiğini söyledi. Cinsel, fiziki, psikolojik ve ekonomik şiddet çeşitlerinin olduğunu anlatan Çilingir, kadınların bu tip şiddetlere maruz kaldığını dile getirdi. Filiz Kerestecioğlu da kadınların ve çocukların her dönemde mülteci olduğunu ve ırkçılığında yalnızca kadın eli ve dayanışmasıyla son bulacağını ifade etti. Tarihten bu yana en fazla kadın haklarının ellerinden alındığını ve kendi hakları için hep bir mücadele içinde olduğunu söyleyen Kerestecioğlu, siyasi iktidarın dili ve yürütmüş oldukları politikalarıyla şiddeti meşrulaştırıp daha fazla uygulama zemini oluşturduğunu aktardı.

 

'KADINLAR HAKLARINI MÜCADELEYLE KORUYACAK'

 

Hatay Kadın Platformu üyesi kadınlar da Künefeci Caddesi üzerinde bir araya gelerek, basın açıklaması düzenledi. Kadınların mücadele ederek haklarını kazandığını ifade eden Kerestecioğlu, kadınların kazanımlarını ve haklarını mücadeleyi yükselterek koruyacağını dile getirdi. 

 

Kadınlar son olarak şiddetle ilgili skeç sergiledi. 

 

İSKENDERUN

 

İskenderun Kadın Platformu, 4 nolu belediye tesisleri önünde basın açıklaması düzenledi. İskenderun Kadın Platformu adına Hülya Ateş, kadınların her alanda sesini yükselttiğini vurguladı. Ateş, Biatin açıkladığı verilere değinerek, 2017'nin ilk 10 ayında en az 242 kadın ve kız çocuğunun katledildiğini, 77 kadın tecavüze uğradığını, 207 kadın tacize uğradığını ve 286 kız çocuğunun cinsel istismara maruz kaldığını aktardı. 

 

ANTALYA

 

Antalya Kadın Platformu da Muratpaşa Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya geldi. HDP Kadın Meclisi adına konuşan Rafiye Akkaya, "Kadınlar en çok tanıdıkları tarafından öldürülüyor. Çoğu zaman bu bir koca olurken, bazen bir oğul bazen bir amca bazen bir sevgili olarak karşımıza çıkıyor. Çalışan kadınlar işyerlerinde ev emekçisi kadınlar evlerinde emek sömürüsüne maruz bırakılıyor ve ekonomik şiddet ile çalıştıklarının hiçbir zaman karşılığını alamayan kadınlar güvencesiz çalışma ile de karşı karşıya bırakılıyor" dedi. 

 

Kadınlar zılgıtlar eşliğinde çekilen halaylar ve sloganlarla eylemini sonlandırdı. 

 

KOCAELİ

Kocaeli Kadın Platformu tarafından İnsan Hakları Parkı’nda basın açıklaması düzenlendi. Polis bariyerleri ile etrafı kapatılan kadınlar her şeye rağmen sokaklarda olmaya devam edecekleri mesajını verdi. HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran da eyleme destek verdi.

Kocaeli Kadın Platformu adına konuşan Eğitim-Sen Kocaeli Şubesi Kadın Sekreteri Sibel Yılmaz, kadınlara yönelik baskılara karşı itaat etmeyeceklerini vurgulayarak, “Olağanlaştırılmaya çalışılan erkek şiddetine, OHAL ile artan devlet şiddetine, faşizmin her türlü uygulamasına karşı susmuyoruz. Kadınlar burada yarattığınız korku, nefret ve şiddet rejimine karşı bedenimizle, eylemlerimizle, dayanışmamızla direniyoruz” dedi.

‘KADINLAR SÖZLERİNDEN GERİ ADIM ATMAZ’

Ayşe Acar Başaran ise kadınların tüm koşullara rağmen alanlarda olduğunu ve mücadeleyi bırakmadığını belirterek, “Onlar burada olduğumuzu ve gitmeyeceğimizi bilsinler. Biz kadınların nasıl dik durduğunu bir kez daha onlara gösterdik” şeklinde konuştu.

Açıklama, kadınların zılgıt ve halayları ile son buldu.