Gazeteci-Yazar Nurcan Baysal:

Türkiye karanlığa sürükleniyor

Gazeteci-Yazar Nurcan Baysal, İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen bir konferansta, Türkiye'nin hızla karanlığa sürüklendiğini söyledi.

Gazeteci-Yazar Nurcan Baysal, son iki yılda gerçekleşen hak ihlallerini; baskı, saldırı ve katliamları anlattı.

Stockholm'deki Kafe Marx'ın salonunda düzenlenen konferansta konuşan Baysal, OHAL ilanından sonra DBP'li belediyelere kayyum atanarak 82 belediye eşbaşkanının tutuklandığını, kadın merkezleri, kültür ve sanat kurumlarının kapatıldığını hatırlatarak, sokağa çıkma yasaklarına şu cümlelerle dikkat çekti: “Sokağa çıkma yasakları artık kent merkezlerinde değil, daha çok kırsal alanlarda uygulanıyor. Şu anda bölgenin bir çok kırsal alanı güvenlik bölgesi olarak ilan edilmiş durumda. Toplamda 4 bin 842 gün devam eden özel güvenlik bölgesi ilanları söz konusu. Sokağa çıkma yasaklarının gün olarak süresi sayılamıyor artık.”

SİHA'LAR SİVİLLERİ ÖLDÜRDÜ

SİHA'ların (Silahlı İnsansız Hava Araçları) yoğun olarak kullanıldığını kaydeden Baysal “SİHA'larla Hakkari'de sivil insanlar öldürüldü. Bombardımanlardan dolayı ciddi orman yangınları söz konusu. Özellikle Dersim ve Şırnak'ta yaz boyunca orman yangınları devam etti” dedi.

SUR'DA BİTMEYEN YASAK

Baysal, doğduğu ve yaşadığı Sur'da 2 Aralık 2015'te ilan edilen sokağa çıkma yasağının 6 mahallede hala devam ettiğini ve yasağın 650 günü aşarak, dünyanın en uzun süren sokağa çıkma yasağı olduğuna dikkat çektikti. AKP rejiminin Sur'da gerçekleştirdiği yıkımın kapsamını “Bu yasaklı 6 mahalle tamamen yıkıldı, dümdüz bir tarlaya çevrildi. Sadece dini mekanlar bırakıldı. Yıkılan bu mahallelerden kalan düz boşluğa beyaz boyalı, köşeleri kaplama bazalttan garip bir mimari ile gösterişli evler yapılıyor. Yine bu alanda 6 adet karakol inşa edilmiş durumda. Alandaki kiliselerden bir kısmı tamamen tahrip edildi” cümleleriyle dile getirdi.

İNSANSIZLAŞTIRMA POLİTİKASI

AKP hükümetinin 6 mahalleyi “Kamu güvenliği” nedeniyle; çatışmaların olmadığı tarihi Alipaşa ve Lalabey bölgelerini ise 'kentsel dönüşüm” bahanesiyle yıkmaya başladığını söyleyen Baysal, Kürdistan'ı insansızlaştırma politikasını şöyle dile getirdi: “İnsanların evlerini terk etmesi için su ve elektrikler kesildi. İnsanlar çok çok zor koşullarda yaz mevsimini geçirdi. Şu an halen bu mahallelerde yıkım devam ediyor. Hükümet yıkıyor ve burada yaşayan insanlara nereye giderseniz gidin diyor. Evlerini boşaltmaları için baskı uyguluyor. Alipaşa'nın yüzlerce yıllık tarihi yapıları, tarihi bazalt taş evleri, tarihi sokakları, kiliseleri içindeki onlarca yaşamla birlikte yıkılıyor, bir kültür yok ediliyor. Kısaca 7 bin yıldır yaşamın kesintisiz devam ettiği Sur'un bir kısmı katlediliyor.”

CENAZELER ÜZERİNDEN VAHŞET

50'nin üzerinde ailenin, çocuklarının cenazelerini alabilmek için İHD Amed Şubesi'ne başvurduğunu aktaran Baysal,şöyle devam etti: “PKK'lilerin cenazeleri yerde bırakılıyor, ailelerine teslim edilmiyor, cenaze işlemleri yapılmıyor, camiler kabul etmiyor, cenazeler yıkanmıyor, gömülemiyor. Cenazeler ailelere teslim edilmiyor ama resimleri sosyal medyada paylaşılıyor... Bir cenaze, 1,5 yıldan beri Şırnak kırsalında açıkta tutuldu ve ailesine teslim edilmedi. Bunun sivillere de uyguluyorlar; 'terörist' suçlaması her türlü zulmü örtmek için kullanılıyor. Mezarlıklara da saldırılıyor. Böylece tamamen insanlık suçu işleniyor."

IRKÇI SALDIRILAR ARTIYOR

Sık sık Türkiye'nin değişik yerleşim birimlerinde Kürtlere yönelik ırkçı saldırılar olduğunu kaydeden Nurcan Baysal, bunun iktidar sözcülerinin ırkçı, ayrımcı ve nefret söyleminden de kaynaklandığını belirtti. Baysal, son bir kaç ay içinde gerçekleşen bazı ırkçı saldırı ve linç girişimlerini örnek verdi: “Geçen ay Samsun'da Kürt tarım işçilerinin kaldığı çadır basıldı, tarım işçisi bir Kürt kadını öldürüldü. Hapisteki Kürt siyasetçi Ayşe Tuğluk'un annesi Hatun Tuğluk'un mezarı yine ırkçı bir güruh tarafından basıldı ve cenaze Ankara'ya gömdürülmedi.”

BATILILAR YALNIZ BIRAKTI

Türkiye'nin hızla karanlığa sürüklendiğini; Batılı ülkelerin Türkiye'de demokrasi mücadelesi verenleri yalnız bıraktığını savunan Baysal, uluslararası toplum ve kamuoyuna Kürt halkı ve demokrasi güçleriyle dayanışmayı yükseltmeleri çağrısında bulundu.