Bugun...



Erdoğan-Putin ve Ruhani zirvesinde Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yapılırken, liderler bildiğini okudu

Suriye'nin geleceğinin tartışıldığı Erdoğan-Putin ve Ruhani zirvesinde Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yapılırken, her lider kendi bildiğini okumaya devam etti.

facebook-paylas
Güncelleme: 05-04-2018 03:22:13 Tarih: 04-04-2018 19:36

Erdoğan-Putin ve Ruhani zirvesinde Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yapılırken, liderler  bildiğini okudu

Erdoğan-Putin ve Ruhani zirvesinde Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yapılırken,her "lider" kendi bildiğini okudu


 

Suriye'nin geleceğinin tartışıldığı Erdoğan-Putin ve Ruhani zirvesinde Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yapılırken, her lider kendi bildiğini okumaya devam etti.

Ankara'da bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katıldığı 'Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi' düzenlendi

Ortak bildirinin satır araları

Türkiye, Rusya ve İran liderler zirvesinin sonuç bildirisinde Suriye'de siyasi çözüm ve toprak bütünlüğünün korunması öne çıktı. PYD/YPG'ye terör örgütleri arasında yer verilmemesi dikkat çekti.


 

Suriye’de 2011’den beri süren çatışmaları bitirmek için 2016 sonunda ateşkes konusunda anlaşan ve Astana toplantılarını başlatan Türkiye, Rusya ve İran liderleri Kasım’daki Soçi zirvesinin ikincisini Ankara’da gerçekleştirdi. Ankara’da Cumhurbaşkanlığı’nda bir saat 40 dakika süren zirvenin ardından yayımlanan ortak bildiri, tarafların önümüzdeki süreçte nasıl hareket edeceğinin yol haritası olacak.

Türkiye'nin 20 Ocak'ta Afrin'e başlattığı Zeytin Dalı harekatının geleceğinden, Trump yönetiminin Suriye’den çekilme planları, Esad ve Suriyeli muhaliflerle diyaloğun dengelenmesine kadar birçok konunun değerlendirildiği zirvede, Türkiye’nin önceliği terörle mücadeleydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve sonrası yapılan basın açıklamasında ilk olarak bu konuyu dile getirdi. Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanabilmesinin tüm terör örgütlerine aynı mesafede olunmasına bağlı olduğunu, terör örgütlerinin ayrım yapılmaksızın dışlanmasının önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı’yla PYD/YPG’ye karşı mücadele verildiğini söyledi. Hem Ruhani’nin hem de Putin’in basın toplantısında terörle mücadelenin önemine değinip, Türkiye’yle ortak hareket etmekten sözetmesine karşın zirve için yayımlanan ortak bildiride terör örgütlerinden söz edilirken PYD/YPG’nin sıralanmaması dikkat çekti. Bildirinin ilgili maddesinde şöyle denildi:

“(Liderler) BM Güvenlik Konseyi tarafından tanımlandığı üzere Suriye’deki DEAŞ, Nusra Cephesi ve El Kaide veya DEAŞ’la bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumların ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyit etmiş ve uluslararası terörizmle mücadeleye yönelik ortak çabalarının başarısının altını çizmişlerdir.”

Oytun Orhan: Tolere edilebilir

Ortadoğu ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Suriye uzmanı Oytun Orhan, bildiride PYD/YPG'nin yer almamasıyla ilgili olarak, Rusya’nın da İran’ın da PKK’yı, PYD/YPG’yi terör örgütü olarak tanımadığını hatırlatıyor. “İran birkaç kez PYD için terör örgütü dedi ama PYD’yi her zaman terör örgütü olarak tanımlayacağını hiç söylemedi. Bu yüzden zirve bildirisinde de Rusya ve İran, PYD/YPG’den bahsedilmesini istememişlerdir. Ancak bu durum Ankara açısından çok büyük sorun çıkarmayacaktır” diyen Orhan, son gelişmelerin, özellikle Rusya’nın PYD’ye yakınlığının Ankara için ‘tolere edilebilir’ nitelikte olduğunu gösterdiğini söylüyor. PYD’nin Moskova’da ofisinin olduğunu, Rusya’nın siyaseten Kürtleri kaybetmek istemediğini ancak çok destek vermese de Türkiye’nin Afrin operasyonuna yeşil ışık yaktığını anlatan Orhan, “Rusya, PYD konusunda Ankara’yla pazarlık da yapabiliyor. Nitekim Ankara, Afrin konusunda taviz aldı Rusya’dan. Türkiye, daha farklı ortak çıkarlar alanı yaratarak Rusya’nın YPG tavrını esnetebiliyor” değerlendirmesini yapıyor. Orhan, bu açıdan bakıldığında YPG konusunda Ankara-Moskova hattında pazarlıkların, değerlendirmelerin süreceğinin zirve bildirisinden anlaşıldığını söylüyor.

Oytun Orhan, Türkiye’nin Afrin operasyonunun sonlandığını ve bu durumun Rusya ve İran açısından da olumlu karşılandığını belirtirken, tarafların Ankara’da bir araya gelip bundan sonra ne yapacaklarını konuşuyor olmalarının önemine vurgu yapıyor. Tarafların Suriye’nin toprak bütünlüğüne dikkat çekerken, Türkiye’nin Afrin operasyonunun bittiği, Türkiye’nin İdlib’de yeni gözlem noktasını da İran ve Rusya ile birlikte oluşturduğu gerçeğinden hareket ettiğini gözlemlediğini söyleyen Orhan, “Bu noktada tarafların Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapıp, kendi iç değerlendirme süreçlerini de devreye sokacakları mesajını vermeleri önemli. Bunda sonra Türkiye-İran-Rusya işbirliğiyle sahada neler olacağını hep birlikte göreceğiz” diyor.

Suriye'nin toprak bütünlüğü

Ortak bildiride taraflar açısından dikkat çeken bir başka madde Suriye ihtilafının nasıl çözüleceği konusundaydı. Bildiride, “(Liderler) Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın sadece müzakere edilmiş bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını ifade etmişlerdir” denildi. Bu noktada, herkesin Suriye ihtilafındaki tüm tarafları "dengeli bir diyalog etrafında buluşturma" sorumluluğunu kabul ettiği görüşünün hakim olduğu zirvede, Suriye’nin toprak bütünlüğü korunması konusunda tarafların yüksek çaba ortaya koyması gerektiği yönünde görüş birliği çıktı. Türkiye’nin PYD/YPG’ye karşı operasyonlarını Suriye’nin "toprak bütünlüğüne saldırı" olarak niteleyen Şam rejimine karşı Ankara’nın ne yapacağı tartışmalarına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın "Münbiç başta olmak üzere PYD/YPG kontrolündeki yerleri güvenli hale getirene kadar durmayacağımızı tekrar ediyorum. Tel Rıfat için Rus ve İranlı dostlarla birlikte ortak çalışma yürütmeye hazırız” şeklindeki yanıtı, bu ortak çalışmanın olup olmayacağı yönünde gözleri Rusya ve İran’a çevirdi.

ORSAM Suriye Uzmanı Oytun Orhan bu noktada da İran ve Rusya’nın Türkiye’yle nasıl çalışabileceği konusunda mutlaka sıkı müzakerelerde bulunacağı ve bir işbirliği yolunu yakalamaya çalışacağını öngörüyor. Orhan, “Çünkü YPG’yle uzun vadeli çıkarlar üzerinden ilişki kurup, YPG’ye desteğini her geçen gün güçlendiren Amerika’nın bölgedeki etkisinin zayıflaması konusunda Türkiye, Rusya ve İran hemfikir. Trump bölgeden çekileceğini söylemiş olsa da, nasıl hareket edeceği konusunda endişe yaratıyor. Bu süreçte; Türkiye, İran, Rusya’nın daha da yakınlaşması kaçınılmaz görünüyor” diyor. 

Astana toplantıları sürecek

Ruhani, Putin ve Erdoğan; Suriye’deki Kürt grupların katılıp katılmayacağı tartışmalarıyla uluslararası gündemden düşmeyen Astana toplantılarının sürmesi konusunda da görüş birliğine vardı. Bu toplantılara PYD temsilcilerinin katılmaması konusunda Rusya ile uzun müzakereler yürüten Ankara, önümüzdeki süreçte de toplantıların PYD’siz olmasını bekliyor. Toplantılarda Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması da temel kriter olacak. Suriye’de yürüttüğü askeri operasyonların amacının tüm dünyaya bir kez daha anlatılması açısından Astana toplantılarının da iyi bir fırsat olacağını düşünen Ankara, ortak bildiride yer alan "(Liderler) Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine, toprak bütünlüğüne ve belli bir mezhep temelinde olmayan yapısına olan kuvvetle taahhütlerini yinelemişlerdir ” maddesinin Suriye’deki çözüm sürecini de hızlandıracağını düşünüyor.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe

 

Zirve sonrası yapılan açıklamalarda, “İran lideri” Efrin’in Suriye ordusuna verilmesini istedi

Ev sahibi olarak ilk konuşmayı yapan AKP Başkanı Erdoğan:Rus ve İranlı dostlarımızla çalışma yürütmeye hazırız. Minbiç başta olmak üzere YPG’nin kontrolündeki tüm bölgeleri güvenliği hale getirene kadar durmayacağımızı tekrarlıyoruz. 

 

Son olarak söz alan Putin ise, şöyle konuştu:Suriye'yle ilgili konuları ele aldık. Önemli mutabakatlar sağladık ve bunlar görüşmenin sonunda imzaladığımız ortak bildiride yer aldı.

 

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katıldığı Suriye zirvesi sona erdi. Görüşme ardından Cumhurbaşkanlığı Saray’ında ortak basın toplantısı düzenlendi. 

 

ERDOĞAN: SURİYE HUZUR BULMADAN TÜRKİYE BULAMAZ

 

Ev sahibi olarak ilk konuşmayı yapan AKP Başkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gerginliği azaltma bölgelerinde sorumluluklarımızın gereğini hassasiyetle yerine getiriyoruz. İdlib’te 8’inci Gözlem noktası kararlılığımızı gösteriyor. Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlanabilmesi tüm terör örgütlerine aynı mesafede davranılmasına bağlıdır. Terör örgütleri ayrım yapılmaksızın dışlanması önemlidir.

 

Türkiye DAEŞ’e karşı en etkili mücadeleyi veren ülkedir. En büyük bedeli ödeyen ülkeyiz. Zeytin de bir başka terör örgütü olan YPG’ye karşı veriyoruz. Her iki harekatta da 4 bin kilometrelik alanı temizledik. Sadece güvenlik sağlamıyoruz, alt-üst yapı ile Suriyeli kardeşlerimiz için yaşayabilir hale getiriyoruz. 3.5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyoruz. Afrin bölgesindeki patlayıcı madde taraması sonrası bu bölgeye 100 binlerce Suriyeli kardeşlimizin dönmek için bekliyor. 

 

Tel Rıfat'ı yaşanabilir hale getirmek için Rus ve İranlı dostlarımızla çalışma yürütmeye hazırız. Minbiç başta olmak üzere YPG’nin kontrolündeki tüm bölgeleri güvenliği hale getirene kadar durmayacağımızı tekrarlıyoruz. 

 

YPG-YPJ ile mücadelemiz, DAEŞ ile mücadeleyi aksatan değil tamamlayandır. Suriye’de kaos çıkartan yerlere önce DAEŞ yerleşmesi için önü açılmakta sonra YPG sokulmak ve böylece terör döngüsü tamamlanmaktadır.

Suriye huzur bulmadan Türkiye huzur bulamaz. Suriye’de yaşananların anları ve önemi bizim için çok ayrı bir yere sahiptir. Suriye’de yürütülen operasyonlarda sivil kayıpların önüne geçtik. 

 

Suriye’nin toprak bütünlüğünün temin edilmesi, yaşanan çatışmaların önüne geçilmesi konusunda anlayış birliği içindeyiz. Yaşananların kaybedeni Suriye halkıdır. Kazananın kimliği olduğu hepimiz biliyoruz.

 

Ne Suriye'nin, ne de bölgemizin geleceğinin üç beş terör örgütünün tasallutu altında kararmasına izin vermeyeceğiz. Garantör ülkeler olarak, mutabık kaldığımız hedeflere kararlı bir şekilde yürümeyi sürdüreceğiz. Bu konuda uluslararası topluma da önemli görevler düşüyor.

 

Uluslararası toplumu, Suriye'deki sorunun siyasi çözüme kavuşturulması gayretlerine destek olmaya çağırıyoruz.”

 

RUHANİ: SADECE SURİYE HALKI KARAR VERİR

 

Ardından konuşan İran Cumhurbaşkanı Ruhani de, şunları ifade etti: “Bazı ülkeler tarafından eğitilmiş, para sağlanmış ve modern silahlar temin edilmiştir. Bu teröristler Suriye halkının petrolünü satıyordu, tarihi eserleri satıyordu. Bazı büyük dünya güçleri ve başta ABD istiyorlardı ki, DEAŞ gibi terör örgütleri bizim bölgemizde uzun yıllar olarak, onların aracı olarak kalsın ve onlar bundan değerlendirsin. Suriye’de kısmı bir ateşkesin sağlanması ve dört bölgede de krizin azalmasına neden oldu. Bu süreçte Rusya, İran ve Türkiye temel rol oynadılar. Ve uzmanlar seviyesinde de çeşitli toplantılar gerçekleşti ve ilk toplantıda geçen yıl Kasım ayında Soçi’de gerçekleşti. Bu sureci devam ettirmemiz. O günden bu yana da çeşitli gelişmeler yaşandı. Bazıları acı bazıları umut verici.

 

Ben bugün Suriye halkının umudunun daha çok olduğunu görmekten memnunum. Suriyeli mülteciler de bugün geçmişe nazaran daha çok umutlular. Bugün ikinci zirveyi gerçekleştirdik. Biz üçlü zirvelerde yararlı toplantılar gerçekleştirdik. 

 

Suriye sorunu hiçbir şekilde askeri seçeneği yoktur hep birlikte Suriye’deki savaşın durması için yardımcı olmamız lazım. Barışçıl çözümün takip edilmesi gerekiyor. Evlerine dönmelerine yardımcı olmamız gerekiyor. 

 

Terör örgütlerinin kalıntıları da Suriye’den çıkartılmalıdır. Hiçbir ülke Suriye’nin geleceği için karar verme hakkına sahip değildir. Kararı Suriye halkı verecektir. Seçime katılarak, Anayasa reformu isteyerek, özgür seçime katılarak kendi geleceklerine karar verirler. Bizler üç ülke olarak da bu çabalara devam edeceğiz. Bayram günü Suriye’deki savaşın son bulduğu gün olacaktır.”

 

PUTİN: MUTABAKAT SAĞLADIK 

 

Suriye'yle ilgili konuları ele aldık. Önemli mutabakatlar sağladık ve bunlar görüşmenin sonunda imzaladığımız ortak bildiride yer aldı. Rusya, Türkiye ve İran'ın işbirliği sayesinde teröre önemli darbe indirdik. Bazıları Suriye'de mezhepsel ve etnik çatışmaları körüklemeye çalışıyor. Rusya, Türkiye ve İran, Suriye'nin toprak bütünlüğüne bağlılığını teyit etti.

 

İnsani yardım meselesinin siyasallaştırılmaması gerekiyor. Doğu Guta'da yüz binlerce insanın kurtarılması için benzeri olmayan bir operasyon gerçekleştirdik. Bugün itibarıyla Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin alternatifi yok.”

 

Açıklamaların ardından soru-cevap kısmına geçildi.

 

İRAN EFRİN’İ TALEP ETTİ 

 

Öte yandan İran devlet televizyonu Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin, zirvede Efrin’in Suriye ordusuna verilmesini istediğini ileri sürdü. Televizyon, perde arkası ayrıntılar için, “Afrin’deki gelişmeler sadece Suriye’nin toprak bütünlüğünün ihlal edilmemesi halinde yararlı olur ve bu bölgelerin kontrolü Suriye ordusuna verilmeli” ifadelerini kullandı.




Kaynak: Deutsche Welle Türkçe-Mezopotamya ajansı

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1070 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Dünya Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI