Emek Forumu : Birleşirsek kazanabiliriz

 Emek Çalışmaları Topluluğu üyesi Ebru Işıklı, 2017 yılının ilk yedi ayında 159 işyeri odaklı eylem yapıldığını kaydetti. Işıklı, eylemlerin yüzde 45'ni KESK'in örgütlediğini belirtti.
 
Antikapitalistler tarafından Taksim'de bulunan Cezayir Toplantı Salonu'nda "Emek Forumu" düzenlendi. İşlerine geri dönmek için eylemde olan Kod-A Bilişim İşçileri, Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği üyesi taşeron işçilerin de katıldığı forumda, "Birleşirsek kazanabiliriz" pankartı asıldı. Forumun ilk oturumunda Antikapitalistler üyesi Deniz Güngören moderatörlüğünde "Otoriteleşen dünyada sınıf mücadelesi" konusu tartışıldı. Antikapitalistler üyesi Özdeş Özbay ve Emek Çalışmaları Topluluğu üyesi Ebru Işıklı'nın konuşmacı olarak katıldığı oturumda, ilk olarak Özbay konuştu. 
 
'İŞÇİLER EYLEMLERİNİ SÜRDÜRÜYOR'
 
Neo-Liberalizmin üst düzeyde artış gösterdiği 1980'li yıllar ile birlikte işsizliğin, güvencesizliğin ve taşeronlaştırılmanın arttığına dikkat çeken Özbay, "Neo-Liberalizm özellikle işçi sınıfının örgütlülüğüne büyük saldırılar gerçekleştirdi. İşçiler sendikasızlaştırılmaya veya mücadele etmeyen sendikalarda örgütlenmeleri zorlandı. Bu zorlamalara işçiler ise büyük eylemler ile karşılık verdi" dedi. Dünyada son bir kaç yıldır kitlesel işçi hareketlerinde gerileme yaşandığını aktaran Özbay, "Kasım 2012 yılında İspanya, Belçika Fransa gibi ülkelerde kemer sıkma politikalarına genel grev ile karşılık verildi. Sağın yükselişte olduğu bir dönemde olduğu görülmektedir. Bütün dünya da işçi hareketinin azaldığı bir dönemdeyiz buna rağmen işçiler eylemlerini sürdürüyor" diye konuştu. 
 
'EYLEMLERİN YÜZDE 45'İNİ KESK ÖRGÜTLEDİ'
 
Özbay'ın ardından söz alan Emek Çalışmaları Topluluğu üyesi Ebru Işıklı da, 2015 yılından bu yana bir yıl içinde gerçekleştirilen işçi ve emekçi eylemlerini kayıt altına aldıklarını söyledi. 2017 yılının ilk yedi ayının raporlarının hazır olduğunu, geri kalan ayların ise en geç Ocak sonu gibi hazır olacağını söyledi. Işıklı, "Yılın ilk yedi ayında 159 iş yeri odaklı eylem gerçekleşirken 140 vaka yaşandı. Yaşanan eylemlerde yüzde olarak bakıldığında iş cinayetlerinin en çok yaşandığı inşaat sektöründe yüzde 18 ile en çok eylemin gerçekleştiği sektör oldu. Eylemlerin yüzde 66'sı sendikaların örgütlediği görülürken yüzde 34 sendikasız iş yerlerinde gerçekleşti. Yaşanan eylemlerin yüzde 70'i ise Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen kamu emekçilerin eylemi olduğu görülüyor. Eylemleri örgütleyen sendikalara bakıldığında ise KESK, DİSK ve TMMOB'un belirlediği görülürken bunun da yüzde 45'inin KESK'in örgütlediği eylemler olduğu görülmektedir" diye belirtti.    
 
'BİZE İZİN YOK YANDAŞA VAR'
 
​Yapılan konuşmaların ardından oturuma ara verildi. Aranın ardından da, Antikapitalistler üyesi Ayşe Demirbilek'in moderatörlüğünde "Farklı iş kollarında işçiler anlatıyor mücadele kazandırır" konusu tartışıldı. Yıllarca taşeron işçisi olarak çalıştığını ve baskı gördüğünü anlatan Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği üyesi işçilerinden İsmet Çeçe, "Dernek etrafında örgütlendikten sonra iş yerlerinde görece olarak baskılar azaldığını gördüm. Bugün OHAL var denilerek yapılan eylemlerimize müdahale ediliyor ama söz konusu yandaş sendikalar olunca eylemlerine izin veriliyor" dedi. 
 
'CİNSİYETÇİLİĞİ KADINLAR YOK EDECEK' 
 
Çeçe'nin ardından plaza işçisi olan Dila Ak söz alarak iş kollarındaki cinsiyetçiliği anlattı. Kimi meslek guruplarının sadece kadınlara özgü olarak algılandığını bunlar arasında ise sekreterlik ve hemşireliğin ön planda olduğunu hatırlatan Ak, "Hastanede bir erkek hemşir olduğunda veya bu mesleği yapmak istediğinde ise alay konusu olabiliyor. Bu da erk iktidarının toplum üzerinde ve çalışma yaşamında yarattığı algıdır. Bu cinsiyetçiliği ise kadın işçiler sona erdirecektir. Kadınların örgütlenmesi önemlidir çünkü tarihe de bakıldığında kadınların öncülüğünde veya kadınların yoğun olduğu eylemlerde kazanımların çok olduğunu görüyoruz. Kadınların örgütlenmesi mücadeleyi ileri götüreceği gibi de cinsiyetçiliği de sona erdirecektir" diye konuştu. 

 
'BASKILAR NEDENİ İLE İŞÇİLER İNTİHAR EDİYOR'

 
Ak'ın ardından bir araştırma firmasında çalışan işçilerden ve Plaza Eylem Grubu üyesi olan Gökçe Tatlısu söz alarak, plaza işçilerinin yoğun baskı ve mobbing uygulamalarına maruz kaldığını anlattı. Yaşanan baskılar nedeni ile çalışanların intihar dahi ettiğini ifade eden Tatlısu, şöyle devam etti: "Ağır çalışma ve ağır mobbing dolayısı çalışanlarda psikolojik rahatsızlıklar meydana gelebiliyor ve işçi intiharlarına dahi yol açabiliyor son olarak Yapı Kredi çalışanı bir kadın işçi intihar etti. İş yerinde en çok maruz kaldığımız mobbing olurken bunlara karşı mücadele etmek için örgütlenmeye çalışıyoruz." 
 
Tezkoop-İş Sendikası üyesi Hüseyin Yüksel de, kendisinin de bir dönem mobbinge maruz kaldığını, bunu anladığı anda dava açtığını ve birçok işçi ile mücadele ettiklerini hatırlattı. Yüksel, işverenlerin temsilcilerinin mobbingi bir baskı aracının yanı sıra işçilerin hak arama mücadelesine engel olmak için bir araç olarak kullandığına dikkat çekerek, buna karşı işçilerin birlikte mücadele etmesi gerektiğini söyledi. 
 
Forum işçilerin sorunlarının tartışması ile sona erdi.