Bugun...



DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, 'Patronlar gücünü siyasal iktidardan emek sokaktan alıyor'

Türkiye son dönemde emek ve hak gasplarına karşı direnişlere sahne oluyor. Medyanın görmediği ve sesini duymadığımız direnişleri Arzu Çerkezoğlu ile Artı gerçek'ten Fatma YÖRÜR konuştu. Fatma YÖRÜR - Siyasetin yoğun gündemi, Türkiye'de yükselen baskı ortamı ve buna karşı adalet talebi... Medyanın yaşadığı baskılar, kapatmalar, tutuklu gazeteciler ve insan hakları aktivistleri. Eğitim sistemi ve yaşanan aksaklıklar...

facebook-paylas
Tarih: 16-09-2017 12:19

DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu,  'Patronlar gücünü siyasal iktidardan emek sokaktan alıyor'

DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu,

'Patronlar gücünü siyasal iktidardan emek sokaktan alıyor'

 

Türkiye son dönemde emek ve hak gasplarına karşı direnişlere sahne oluyor. Medyanın görmediği ve sesini duymadığımız direnişleri Arzu Çerkezoğlu ile Artı gerçek'ten Fatma YÖRÜR konuştu.


 
Fatma YÖRÜR - Siyasetin yoğun gündemi, Türkiye'de yükselen baskı ortamı ve buna karşı adalet talebi... Medyanın yaşadığı baskılar, kapatmalar, tutuklu gazeteciler ve insan hakları aktivistleri. Eğitim sistemi ve yaşanan aksaklıklar... 

Son dönemde susturulan merkez medya ve çıtayı her geçen gün yükselten havuz medyasına karşı alternatif ve muhalif basının yoğunlaştığı alanlar. Gazeteciler için cennet gibi ülke, siz haberin değil haber sizin peşinizden koşuyor. Bu gündemin içinde sesi en az duyulan emek cephesi.

İşçilere ve emekçilere artık neredeyse muhalif basında bile yer kalmadı. Tek tük basın organında yer alan emek haberleri kamuoyu yaratmaktan uzak, cılız sesler. Oysaki bugünlerde emeğin sesi hiç de cılız çıkmıyor. Bu sesi duymak, dipten derinden gelen bu dalgayı görmek gerekiyor. 

Türkiye bugünlerde ülkenin dört bir yanında yaşanan iş bırakmalara ve OHAL yasağına rağmen grevlere tanık oluyor. Pek çok kurumda önümüzdeki ay yapılacak toplu sözleşme görüşmeleriyle bu oran artacağa benziyor. Türkiye %10 sendiklaşma, %5'i toplu iş sözleşmesine sahip bir ülke. Bu da demek oluyor ki, İşçilerin % 90’ı sendikasız, yüzde 95’i toplu iş sözleşmesiz. 

EMEK MÜCADELESİ SOMUT VE ÇIPLAKTIR

Konuyu DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ile konuştuk. Artı Gerçek'i DİSK Genel Merkezi'nde konuk eden Çerkezoğlu, basının yaşadığı baskıların bir amacının da emeğin sesini kısmak olduğunu belirterek, "Basını kapatsanız da sansürleseniz de, işçi kendi gündemini dayatır." ifadesini kullandı.

Son dönem artan emek mücadelelerini değerlendiren Çerkezoğlu: "Bu süreç 2009 sermayenin kendi krizini emek cephesine fatura etme çabasıyla başladı. Zaten emek düşmanı olan bu kesimler ve siyasi iktidar, emek sömürüsüne ilişkin vites büyütme ihtiyacı duydu. O dönemden sonra eylemelerimiz daha ağır kuşatıldı ve biber gazları, TOMA'larla saldırlar yapıldı." dedi ve baskının bu dönemle daha arttığını belirtti.

Baskıların hak taleplerini zayıflattığını ancak önüne geçemediğini belirten Çerkezoğlu: "Patronların, siyasal iktidardan aldığı güce karşı işçiler direniş gücünü birbirlerinden alıyorlar, somut şartlar onları bir araya getiriyor ve en temel hakları için bir araya gelişler var. Türkiye bugün Olağan Üstü Hal koşullarında ve yasaklamalar olmasına rağmen pek çok yerde eylemde. Bunu basın görmemeye çalışsa da emek ve mücadelesi somut ve çıplaktır." dedi.

Toplumda temel haklar için mücadele alanları ve hatta sivil siyaset bile kriminalize edilerek, terörist unsurlar gibi sunuluyor. Bu durum işçilerle gerçek anlamda sendikal mücadele veren DİSK, KESK gibi kurumların işçilerle temasını nasıl etkiliyor?

"Politik sürecin, emek alanına yansımaları oluyor kuşkusuz. Ancak işçi kendi somut gerçekliğini yaşıyor. Türkiye'de çok ağır bir işsizlik var. Çalışan kesimler sendikasız ve toplu iş sözleşmesiz. Bu güvencesizlik, gerçeklik hayatın merkezinde. Emek alanındaki sömürü o kadar açık ve net ki, tek adam diktatörlüğüne giden süreçte emek mücadelesi çok kritik bir yerde duruyor. Bu artan dalgaya karşı iktidar kader, fıtrat gibi dini kavramaları emek mücadelesinde direniş başlatabilecek kesimlere sundu. Grevler, hocaların camilerde verdiği vaazlerle engellenmeye çalışıldı. Dinin doğrudan bir siyasal araç olması ve baskıların bu denli artması etki yaratabilir ama bir yere kadar.

Emek ve ekmek mücadelesi bütün bu ideolojik örtülerden bağımsızdır ve rıza mekanizmaları için kullanılan bu argümanlardan çok daha kolay arınır. İşçilerin siyasal ya da dinsel tercihleri ne olursa olsun sömürü mekanizmaları aynı.

Referandum sürecinde iş yeri işyeri anlattığımızda hangi siyasi partiyi desteklerseniz destekleyin, tek adam rejimi emek gaspına yol açar dedik. Ki bunun sonucunda da başta dört büyük ilde Hayır çıktı. Bunun altında emeğin tercihi görülmeliyiz."

"Siyasal iktidar sermayeye ciddi biçimde emeğe karşı suç işleme özgürlüğü tanıyor. Yarattığı siyasal iklim ve uygulamalar bunun sebebidir. Düşünün ki bu ülkede, Cumhurbaşkanı basının önünde ve rahatlıkla şimdi “grev tehididi” dedi ki bu en temel haktır. "Grev tehdidi olan yere OHAL sayesinde anında müdahale ediyoruz, diyoruz ki burada greve izin vermiyoruz. Biz OHAL'i patronlar rahat çalışsın diye uyguluyoruz” diyor. İşçiler bunu unutmayacak." 

İŞÇİYİ IRK, ETNİK KÖKEN VE GÖÇMENLİK ÜZERİNDEN BÖLME ÇABASINA SAYA İŞÇİLERİNDEN YANIT

Son dönemin en önemli emek mücadelesi SAYA işçilerine de değinen Çerkezoğlu: "Adana'da hem Türk hem Kürt hem Suriyeli hem Alevi işçiler birarada mücadele etti. Bu işçi sınıfı açısından önemli bir deneyim ve sermaye ve iktidara cevap çünkü burada iktidar bölme ve açtıştırma stratejisiyle mücadeleyi engelliyor. Ama SAYA buna bir cevaptır. Mücadelenin ve talebin ortak olduğunu ortaya koydular."

TÜİK raporları, devlet organları ve medya ile rakamların ve durumun çarpıtılma çabasına dikkat çeken Çerkezoğlu, "Bu nedenle özgür medya, haber alma hakkı, ifade özgürlüğüne her platformada sahip çıkma çabasındayız. Çünkü bu dalga işçilerin sesinin birbirlerine ulaşmasıyla büyüyecek." dedi.

Medya ve basının kuşatma altına alınmasına rağmen DİSK'in hazırladığı raporlar ve süreç takipleriyel tarihe tanıklık ettiğini belirten Çerkezoğlu: "Dezenformasyona karşı mücadele olarak bu raporları ortaya koymak zorundayız. OHAL'in emek düşmanı olduğunu OHAL raporumuzda açıkladık. Gerçek sömürü süreçleri medya kuşatmasıyla perdelenebilecek boyutları aştı." dedi.


Yer: Düzce 1’inci Organize Sanayi Bölgesi

Şirket: Tekno Maccaferri

Sebep: Toplu iş sözleşmesi kapsamında yüzde 20 zamdan memnun kalmayan Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçiler, greve çıktı. Tekno Maccaferri grevinde iki kez jandarma gözetiminde grev kırıcılığı yapıldı.

İşçiler, fabrikadan kamyon ve TIR’ların çıkışına engel oldukları gerekçesiyle 12 Eylül günü jandarma tarafından darp edildi. İşçilerin direnişi devam ediyor.

Yer: Karaman Ermenek

Şirket: Linyit maden ocağı

Sebep: 80 işçi, 6 aydır ücretlerini alamadıkları için iş bırakma eylemi başlattı.

Yer: Kırklareli

Şirket: ŞİŞECAM,

Sebep: 10 Eylül’de fırının kapanması nedeniyle cam fırında çalışan işçilerin işten çıkarılacağı duyuruldu. 6 bine yakın Şişecam işçisi greve hazırlanırken hükümet  grevi yasakladığını açıkladı. İşçiler, fabrikalarda eylemlere başladı.

Yer: Adana

Şirket: Saya

Sebep: Parça başı çalışan ve sigortası bile olmayan Adana saya işçileri, birlik olup mücadele ederek taleplerini aldı. İşçilerin talepleri şöyleydi: Bu yıl için geçerli olmak üzere yüzde 25 zam. Her yeni yılda asgari ücret belirlenirken saya işçilerine yüzde 10 zam yapılması. İşçilere verilecek zammın Suriyeliler de dahil olmak üzere herkes için geçerli olması ve yazılı bir protokolle imza altına alınıp kalıcı hale getirilmesi.

2012’den beri Suriyeli mülteciler, Türkler ve Kürtlerin birlikte yürüttüğü direniş kazandı. 73 firmayla saya işçileri adına imzalanan sözleşme, 1200 işçiyi kapsadı. Patronlarla sözleşme imzalayan işçiler yüzde 13’ü şimdi, yüzde 8’i aralık ayında olmak üzere yüzde 21 zammı kabul ettirdi. Ücretlerine zam talebiyle iş bırakan ve eylemleri kazanımla sonuçlanan saya işçileri bundan sıradaki hedeflerinin sigortalı çalışma, sendikal örgütlenme olduğunu söyledi.

 
Yer: İstanbul Hadım Köy

Şirket: Akkip Yapı Kimyasalları fabrikası

Sebep: Anayasal haklarını kullanarak Petrol-İş’te örgütlenen işçilerden 22’si işten atıldı. İşten atılan işçiler Ağustos başında işe iade talebiyle direniş başlattı. İşçilerin direnişi sürüyor.

Yer: Düzce

Şirket: Standart Profil

Sebep: Otomobillere fitil üretimi yapan Petrol-İş üyesi 140 işçi hiçbir gerekçe gösterilmeden işten atıldı. İşten atılan işçiler belli aralıklarla firma önünde eylem yapıyor.

Yer: İstanbul Yeni Bosna

Şirket: DHL Express

Sebep: TÜMTİS’te örgütlenen işçilerden dokuzu işten atıldı. İşçilerin 19 Temmuz’da işyeri önünde başlattıkları direniş devam ediyor. DHL Express’te sendika hakkı için direniş iki aydır sürüyor.

Yer: Gaziantep

Şirket: Babacanlar Kargo

Sebep: Dokuz işçi TÜMTİS’e üye oldukları için darp edilerek işten atıldı. İşçiler sendikalı bir şekilde işe geri dönmek talebiyle direniş başlattı. Direniş devam ediyor.

Yer: Kocaeli

Şirket: Real Hipermarketler Zinciri AŞ.

Sebep: Kıdem tazminatları ödenmeden başka bir şirkete devredilen işçiler, tazminat hakları için aralıklarla eylem yapıyor.

Yer: İzmir’de

Şirket: Hugo Boss

Sebep: 15 yıldır ödül verdiği işçi Fatih Mehmet Uydan, sendikalı (TEKSİF) olduğu için işten çıkardı. Uydan, direniş başlattı.

Yer: Bursa

Şirket: Aroma

Sebep: Tek gıda-İş Sendikası arasında süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 290 işçi greve çıktı. Görüşmelerin başında Tek Gıda-İş’in seyyanen 600 lira ve her kıdem yılı için 20 lira zam talebine patronun sıfır zam dayattı.

Sonraki görüşmelerde teklifini 275 lira seyyanen zamma çevirirken işveren, Tek Gıda-İş’in önerisini 460 seyyanen zam ve her kıdem yılı için 13 lira artışa çekti. Tek Gıda-İş’in bu teklifinin patron tarafından kabul edilmemesi üzerine grev başladı.

Yer: İstanbul Bahçelievler

Şirket: Eren Holding

Sebep: DİSK’e bağlı Enerji Sen’e üye oldukları için işten atılan 13 işçi için Eren Holding önünde direniyor. Enerji Sen ve Limter-İş, Eren Holding önünde açıklama yaparak işten atmaları protesto etti.

Yer: İzmir

Şirket: Orkide Yağ

Sebep: Darbe girişimi sonrasında başlatılan “FETÖ/PDY” soruşturması kapsamında TMSF tarafından el konulan Küçükbay Holdingler Grubu’na atanan kayyım İzmir Defterdarı Tamer Utkucu, İzmir’in Bornova İlçesi’nde bulunan Orkide Yağ fabrikasında çalışan 29 işçiyi Hak İş'e bağlı Öz Gıda-İş Sendikasına üye olduğu için işten çıkarmıştı.

Sendikalı olarak işe geri dönebilmek için 75 gündür direnen Orkide işçileri 11 Eylül günü yaptıkları açıklama ile direnişlerini bitirdiklerini ama eylemlerini sürdüreceklerini dile getirdi.

Yer: İstanbul Şişli

Şirket: Kent Yol AŞ.

Sebep: 17 yıldır Kent Yol AŞ.de toplu sözleşme haklarıyla çalışan taşeron işçiler, Şişli Belediyesi’nin taşeron şirket için yeniden ihaleye girme girişimiyle iş bıraktı.

Taşeron şirketin değişimi işçilerin tüm kazanımlarını sıfırlayacağı için duruma itiraz eden ve iş bırakan Şişli Belediye işçileri belediyenin yeni ihale açmasını engelleyerek çatı şirketin değişimini engelledi. Durum Ekim’de kesinlik kazanacak.

Yer: İzmir

Şirket: İZDENİZ

Sebep: 250 personeli kapsayan zam görüşmelerinden sonuç alınamayınca işçiler 23 gün iş bıraktı. Direniş sonucu DİSK Genel İş’e bağlı deniz alanı çalışanları %28, kara alanı çalışanları %16 zam aldı.

Yer: İstanbul

Şirket: İstanbul Büyükşehir Belediyesi- Şehir Hatları

Sebep: DİSK Genel İş’e bağlı 650 işçinin maaş iyileştirmeye yanıt alamayarak grev kararı alması ardından, Şehir hatları işçilerin talebini kabul etmek zorunda kaldı. Maaşlar iyileştirildi.

Yer: Çanakkale

Şirket: İl Özel İdaresi GESTAŞ

Sebep: DİSK Genel İş’e bağlı 210 işçinin zam talebi alınan grev kararı ardından yerine getirildi.




Kaynak: Artı gerçek

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1587 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Röportaj-Analiz Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI